Falih Rıfkı Atay, 'Baş Veren İnkılapçı Ali Suavi' kitabında, Ali Suavi'yi anlatır. Arapça ve Farsça bilen, sadece İslami ilimlerle değil fen bilimleriyle de ilgilenen Suavi, yaptığı bir hac yolculuğu ile İslam dünyasını tanırken, İzmir, Bursa, Simav gibi yerlerde yaptığı hocalığı sırasında da batı kültürünü tanıma fırsatını bulur. Kendisi ayrıca gazetecilik yapmıştır ve yazılarının ana konularından birisi eğitimdir.

1860'lı yıllarda Ali Suavi, imparatorluk sınırları içinde eğitim sistemini eleştirdiği bir yazısında, pozitif bilimlerin medreselerde eğitim müfredatından yavaş yavaş çıkartılmasına tepki gösteriyor ve 'bu maarifle sanayi gelişmez' diyordu. Suavi, medreselerden yetişenlerin basit matematik hesaplarını dahi yapamamasından dert yanıyordu. Aradan geçen yaklaşık 150 yıla rağmen Ali Suavi'nin kurduğu cümlelerin tıpkısının aynısını ifade eden günümüz insanları var. İnsan dehşete düşüyor tabi ki… Nasıl oluyor da, 150 yıl önce kurulan bir cümle hiç eskimeden hala geçerliliğini koruyor.

Ne kadar acıklı bir durum!

İki gün önce 2021 YKS sınav sonuçları açıklandı ve böylece 4+4+4 kesintili eğitim sisteminin ilk sonuçları alınmış oldu. 2.6 milyon adayın girdiği sınavda 1 milyona yakın aday 150 puan alamayarak baraj altı kalmış. Üstelik 2020 yılına göre baraj puanı düşürülmüş olmasına rağmen. Sınavın birinci aşaması Temel Yeterlilik Testi (TYT)'de adaylar matematik, sosyal bilimler, fen ve Türkçe sorularını bile çözmekte zorlanmış. Uluslararası öğrenci değerlendirme programında (PISA) da benzer sonuçların alındığı sınavın, çarpıcı verileri şöyle:

40 Matematik sorusunda doğru çözme ortalaması 5.1

20 Fen Bilimleri sorusunda doğru çözme ortalaması 3.2

40 Türkçe sorusunda doğru çözme ortalaması 18. 4

20 Sosyal Bilimler sorusunda doğru çözme ortalaması 8.3

Tablo, öğrencilerin, ana dili Türkçe ile ilgili soruları bile anlayamadığını, çözemediğini gösteriyor.

Bu demektir ki, eğitimi daha çok dinselleştirerek gençlere iyi bir gelecek sunmak mümkün görünmüyor. Köklü okulları dağıtarak, tüm okulları imam hatipleştirerek, bilimi, teknolojiyi, felsefeyi itibarsızlaştırarak işin içinden çıkılamayacağı gün gibi aşikar. Temel eğitimden üniversite eğitimine kadar olan bütün süreç, genç nüfusu adeta heder ediyor. Hal böyle olunca Türkiye'nin geleceği de pek aydınlık sayılmaz.

Oysa, sadece Türkiye değil tüm dünyada her kesimden insanı etkileyecek olağanüstü bir değişimin arefesinde değil içindeyiz. Birçok meslek geçersizleşiyor ve yeni meslekler ortaya çıkıyor. Öyle ki, 15-20 yıl sonra Dijitalleşme, otomasyon, nesnelerin interneti gibi bugün binlerce öğrencinin belki de hiç duymadığı bir gerçeklik, tüm sistemleri tepetaklak ediyor. Bu sürece Almanya'nın kavramsallaştırmasıyla Endüstri 4.0 deniliyor.

Yaklaşık 150 yıl önce Ali Suavi, 'Bu maarif ile sanayi gelişmez' diyordu.

Şimdi bizim kurduğumuz cümle ise şu:

'Bu maarif ile Endüstri 4.0 zor'