Şampiyonluğa giden yol çok zorludur…

Her maçın ayrı bir hikayesi vardır.

Bir hafta milli maç arası dönüşü, bir hafta yeni bir yapılanma ile hem teknik ekipte değişim hem de 5 futbolcunun kadro dışı bırakılma durumunun yarattığı psikolojik baskı altındaki rakip, bir yanda namağlup olma stresi… Daha neler neler…

En tehlikeli rakip ise demin sözünü ettiğim yeniden yapılanma ile takımın tüm dengelerini alt üst eden rakiptir. Yani o günkü haleti ruhiyesiyle Manisa FK örneğinde olduğu gibi… Maç öncesi yeni hoca Turgay Altay, 'Tutkulu ve ofansif bir futbol oynatacağım' diye de açıklamıştı.

Sanki böyle olacağını bekliyordu Mustafa Dalcı… Tıpkı, Bandırma deplasmanında olduğu gibi savunmayı sağlama alıp, Murat Uçar, Ariyibi gibi hızlı adamlara, İshak gibi rakibe ileride basan oyunculara güveniyordu.

Güvendiği isimler de kendisini utandırmadı. Ankaragücü, rakip kaleye ilk isabetli şutun bulunduğu 29.dakikada Ariyibi'nin ceza alanı dışından çok klas bir vuruşla ağları bulması, 40.dakikada da Murat 70 metre sürdüğü topu takımının 2.isabetli şutu olarak kaleye gönderip skoru 2-0'a çıkartması sonunda ilk yarıyı net bir skorla önde tamamladı. Sarı-lacivertli ekibin santraforu Eren Derdiyok'u beslenemese de rakip stoperleri oyalama görevini layıkıyla yerine getirdi.

İkinci yarıda Mustafa Hoca da rakibin ofansif gücünü biraz daha artıracağını biliyordu. Ama hesaplayamadığı durumlar yaşandı.

İlk yarıda avantajı tadında uygulayan, faullerde adaletli davranan, sertliğe müsaade etmeyen doğrusu taraflı tarafsız herkesin takdirini kazanan Mustafa Kürşad Filiz'in yerinde yerler esti ikinci yarıda… Neler yaptı neler:

Forması yırtıldı diye Yusuf Abdioğlu'nu saha dışına gönderip, tam kırmızı kartın olduğu pozisyon öncesi kenarda unutarak oyunda Ankaragücü'nü bir kişi eksik bıraktırdı...

Mükemmel hava hakimiyetine sahip Sinan'ı, Orgill'in üzerinden yükselerek tehlikeyi kafa ile uzaklaştırmaya çalışıp bunda başarılı olmasına rağmen düşerken, son adam durumundaki rakibine temas edip engellediği gerekçesiyle direkt kırmızı kartla oyundan attı…

Eski takımına karşın hiçbir sorunu olmamasına rağmen sahada oldukça agresif davranan ve oyun süresinde en az 4 adet sarı kartlık (Biri kırmızıya yakın) pozisyona karşın maçı sadece bir sarı ile tamamlayan Orgill'e aşırı ölçüde toleranslı davrandı.

Takdir haklarının tamamını Manisa lehine kullandı.

Daha ne yapsın ki?

İşte böyle bir maçtan alınan 3 puan doğrusu bu zorlu maratonda altın değerindedir… Bu zor maçlar kazanıldıkça, olay kazanma alışkanlığına dönüşür.

Şimdi Ankaragücü'nün yeri çok güzel, tam da taraftarının istediği gibi zirvede…

Ama Sinan Osmanoğlu'nun kaybı önündeki çok kritik Eyüp deplasmanında çok önemli… Ancak Erdi Dikmen'in onun yerini doldurabilecek yetenekte olması yüreklere de su serpiyor... En az 2 maç ceza alması beklenen Sinan'ın bir şansı da bir maçı Salı günü Soma ile oynanacak kupa müsabakasıyla bertaraf ederek ve takımının Eryaman'da zirve mücadelesi verdiği Ümraniye karşısında oynayabilecek duruma gelmesi.

Sonuçta Başkent'in sarı-lacivertli ekibi 2 haftada çok önemli iki mücadeleden tam 6 puan çıkardı. İşte böyle maçlarda alınan bu başarılı sonuçlar, Ankaragücü'nü hedefine götürmede büyük rol oynayacak…