Eskilerin çokça kullandığı sözdür:
'Bir şeyi 40 kere söylersen olur'
Kimi uyanıklar bir şeyi 40 kere değil 140 kere söylesen olmayacağını bildiğinden gülüp geçer, kimilerinin de en çok gerçekleşmesini istediği şeyi anımsayarak, 'ya tutarsa' umuduyla içinden 'bir' diye geçirdiği umut dolu bakışlarından anlaşılırdı.
Aslında eskiler de pek inanmazdı ama, laf olsun diye dudaklarından dökülürdü.
Yaşamlarını batıla bağlamış olan ve bir aydınlığın kapısını aralayacak umutların peşinde koşanlar da 'neyim eksilir' düşüncesiyle çaktırmadan '40'a ulaşıncaya kadar mırıldanırlardı kuşkusuz…
Hesapta yanlışlık yapıp, fazladan 5-10 kez dileğini tekrarlayanlar da olmuştur herhalde…
Ama nafile…
Öyle kolay olsa 40 kez söylenenlerin geçekleşmesi, öncelikle ana-babaların içlerinden geçirdikleri istekler yerine gelir, okul çağındaki çocukları haytalık yerine, ders kitaplarına gömülüp, ilim irfan sahibi olurdu.
Sonu gelir miydi isteklerin…
Tut dileği, ardından da 'bir' diye devam et.
40 demeye sayılı günler mi kaldı…
Deme keyfine…
Sıradaki dilek için 'bir' demeye hazırlan…
Ah keşke mümkün olabilseydi de her 'kırk'a kadar sayışın tamamlanmasının ardından dilekler hayal olmaktan çıksaydı…
Hükümetin icraatlarını mı beğenmiyorsun başla saymaya:
'Biiir'
Seçime filan gerek yok…
Kırk gün sonra tamamdır.
Hayat pahalılığı,
Trafik sorunu,
Çarpık yapılaşma,
Çevre kirliliği,
Talan, dolan, hırsızlık…
Şiddet olayları, cinayetler…
Hatta Cinnah Caddesi'nde yaşanan otobüs durağı çilesi…
Ne hoş olurdu değil mi?
Hangisinin sırası gelmişse listelediklerinin…
Başla saymaya:
'Biiir'
Dostlar yeminle…
Ne de güzel olurdu…