İktidar bal gibi israf ekonomisi uyguluyor. İstatistikler sağlıklı değil! Bir yanda kaynak israfı, öte yandan kamuya yandaşların, Meclis kadrolarına bankamatik memurların atamaları. İlk kara delik. Yatırım bütçesinden çok (işsizliği önleme amaçlı-istihdama dönük olmayan) bir gider bütçesinin olmasıdır.

Ne yazık ki 2018'le başlayan Hükümet Sistemi'yle bugün geldiğimiz yeri dünya da ibretle izliyor.

***

Her yılsonuna doğru olduğu gibi bütçe açıkları için yapılan dolaylı vergi zamlarına ağırlık verilirken; öte yandan gelirleri artırmak şöyle dursun piyasayı darboğaza iten bu mali politikalar (zengini daha zengin, fakiri daha da fakir) hale düşürmekten başka bir şey değildir. Sağlıklı büyüyen ve pembe tablolarla süslenen bir ekonomide cari açık milyar dolarları aşar mı?

***

Patladığı söylenen ihracatın lokomotifi altın oyunudur. Rakam büyük olsa da ihracatın yavaşladığı yadsınamaz. Kaynağı belirsiz milyar dolarlarla para girişi bile durumu kurtaramaz! 2022'nin son üç ayında ekonomide ve siyasette neler olacak? Kestirmek olanaklı değil! Çünkü bilgi kirliği nedeniyle sağlıklı düşünememek ve ana muhalefetin yaptığı önerilerin bir bir uygulandığı bir politika izleniyor.

***

DP'nin bu ülkeye getirdiği en büyük kötülüklerden biri: 'Her köşede bir milyoner yaratacağız' denilerek paranın bütün değerlerin üstünü olmak gibi bir yanlışı yerleştirmesiydi. Bu, Özal döneminde şaha kalkmıştı: Yolsuzluklar, hayali ihracat, batan bankalar, tasarruf bonoları falan filan. Kar paylı, ortaklı-Faizsiz Bankacılık Sistemi, din eksenli siyasetin harikasıydı. 'Bankerler' ve 'İslami Sermaye' oyunları da bir başka boyutu işin. Deniz Feneri buna en güzel örnektir. Tarikat-Ticaret ve Siyaset üçgeninde serbest ekonomi... Kendi kendine yeten bir ülkeden; halkı müşteriye, ülkesi pazara dönüşen bir Türkiye Cumhuriyeti'nde ezbere ve hasbelkader yaşayan dindarlarla, laikçiler gibi iki kamplı uygar tolum görüntüsüdür gelinen nokta…
Bakarsan bağ, bakmazsan dağ oluyor koca bir ülke. Sömür, sömür, nereye kadar? 'Böyle kötü bir yönetim görmedim.' diyordu sanatçı Edip Akbayram. Yaşar Kemal ise, 'Hiçbir çağda kötülük böyle örgütlenmedi' demişti.

***

Rahmetli Bahriye Üçok'un kitabının adıyla söyleyeyim: 'Az gittik uz gittik/ Bir Arpa boyu yolu düz gittik.' Çünkü: '80 yılda cumhuriyetin yapamadığını' 20 yıla sığdırdığını söyleyen bir iktidar var başımızda…

Kısacası ekonomin daraldığı, enflasyonun yüzde 80'ni aştığı doların 19 Liraya yükseldiği faizin yüzde 12'ye düşürüldüğü bir Türkiye var şimdi…

***

Umut Kaf Dağı'nın ardında desek de bu tabloya bakınca ana muhalefetin çabalarıyla yeniden Cumhuriyetin fabrika ayarlarını yaşama geçireceğimiz inancıyla, yeni bir Cumhuriyet, yeni bir laiklik, yeni bir hukuk düzeni mutlaka kurulacaktır. Cumhuriyetin 100'üncü yılını da milletçe büyük heyecanla kutlayacağımız inancındayım.