Başkent Ankara, zaman içinde büyük değişim ve gelişim gösterdi.
"Ankara'nın eski ve yeni yüzü" arasında dağlar kadar fark var. Söz konusu farkın temelinde ise kentin zaman içinde mimari, sosyal, kültürel ve demografik açılardan geçirdiği değişimler yatıyor.
Bu değişim şu başlıklar altında özetlenebilir:
Kentsel Yapı ve Mimari(1920-1980 dönemi)
Söz konusu dönemde yaygın yapı tarzını taş evler, cumbalı ahşap yapılar oluşturuyordu. Yapılaşmada geleneksel Osmanlı-Türk mimarisi ağırlıklıydı.
1920'lerden itibaren batı etkisinde modern, sade ve fonksiyonel kamu binaları yapıldı. Az katlı bina hakimiyeti vardı. Geniş caddeler yok denecek kadar azdı.
Sosyo-Kültürel Doku
Nüfus azdı. Memur kenti kimliği ağırlıklıydı. Gecekondu bölgeleri yaygındı. Köylerden gelen nüfusun giderek artması sonucu gecekondu bölgeleri oluştu.
Sade ve devlet merkezli kültürel yaşam hakimdi. Devlet tiyatroları, Atatürk Orman Çiftliği gibi yerler kültürel yaşamın odak noktasını oluştururdu. Zamanla özel sektör ve bağımsız kültür sahneleri ağırlık kazanmaya başladı.
Ulaşım ve Altyapı
Ulaşım ağının temel unsurları taksi, dolmuş ve otobüslerden. Trenler, demiryolu ulaşımında önemli bir yer tutardı.
!990’lar ve günümüz Ankarası
Söz konusu dönemde çok katlı yapılar, gökdelenler, AVM’ler ve modern rezidanslar kente hâkim oldu.
Kentsel dönüşüm projelerinin hayata geçirilmesiyle eski gecekondu bölgeleri modern konut projelerine dönüştürüldü.
Sosyo-Kültürel Doku
Ankara, memur kenti kimliğinin yanına çok çeşitliliği ekledi. Kente üniversiteler, kültür merkezleri, konser salonları ve AVM’lerle daha canlı bir sosyal yaşam hakim oldu. Sanayi bölgeleri daha küresel bir yapıya kavuştu.
Ulaşım ve Altyapı
Metro ve BaşkentRay’ın devreye girmesiyle toplu taşımada önemli bir gelişim sağlandı.
AŞTİ ve YHT Garı,
Ulaşımda modernizasyonun yansıması olarak kente değer katıyor.
Eski ve yeni Ankara karşılaştırması. Söz konusu gelişimin boyutlarını da ortaya koyuyor.
‘’Nereden nereye’’ sözü Ankara’nın gelişiminin özeti olarak dikkat çekiyor.