Ülkemizde kadınların voleybolunu sevdirmesinin ardından erkek voleybolunda da hem kulüpler hem de Milli takımlar düzeyinde gözle görülür şekilde aşama kaydedildi.

Tabi bunda da en büyük katkıyı gerek ulusal ligde gerekse de Başkent ekiplerinin büyük katkısı var.

Hele Ankara'nın öyle bir takımı var ki; kurulduğu 1983'ten bu yana sürekli kürsünün en üst sıralarında veya bir alt basamakta olmayı başarmış…Yani zirvede olmayı alışkanlık haline getirmiş. Bu takım da Halkbank'tan başkası değil.

Takım sporlarında, bir önceki maratonu üst sıralarda bitirdiyseniz, bir sonraki sezonda üç kulvarda birden yarışırsınız;

1-Avrupa Kupaları,

2-Lig yarışması

3-Türkiye Kupası.

Dünyanın en önemli oyuncuları ve teknik adamlarını Türkiye'ye getirmekle bilinen Halkbank ANKARA, son üç yıldır takımı memleketin en genç, ancak en deneyimli antrenörlerinden Taner Atik'e teslim etti. Genç hoca, sürekli yükselen bir grafikle takımını bugünkü durumuna getirdi.

Halkbank'ın bugün yarıştığı kulvarlardaki pozisyonuna bir göz atarsak, elde ettiği başarının büyüklüğünü daha iyi idrak etmiş oluruz:

Başkent ekibi dünya voleybolunun en prestijli turnuvası CEV Şampiyonlar Liginde grubunu ilk sırada bitirerek doğrudan çeyrek finale yükseldi. Türkiye Kupasında dörtlü finalde, Türkiye Liginde ise puan farkı ile lider.

12 yaşında kapısından girdiği Halkbank'ı böyle yükselten Taner Atik'in Milli Takımlarda görev almasını gerekliliğine yürükten inanıyor ve bekliyoruz. Eminiz ki, orada da yapacakları çok iş, vereceği çok katkı vardır.

Başarı var ama bunun tek sahibi olarak Taner Hocayı göteremeyiz elbette.

Sporcuların hemen tamamının demeçlerinden de takip ediyoruz ki, kulüpte müthiş bir profesyonellik var ve takım kulübü, kulüp de takımı yukarı çekiyor.

Tüm bu işler elbette Halkbank Yönetimi ve Kulüp Yönetim Kurulunun açtığı yol, oluşturduğu zeminde hayata geçiyor, bu haliyle modern kulüp yönetimi örneği sergiliyorlar.

Ayrıca altyapı konusunda da lider kulüplerden biri.

Başkent için bu kadar önem taşıyan bu kulübümüzün tek eksiği var, o da tesis. Halkbank'ın büyüklüğüne yakışır bir tesis, Türk sporuna, Türk çocuklarına yapılabilecek en hayırlı işlerden olacaktır.

*

Bugüne dönecek olursak…

Halkbank, CEV Şampiyonlar Ligi B Grubunda 6 maçta tek yenilgi aldı, sonrasına yaptığı beş karşılaşmayı kazandı. Doğrudan çeyrek finale yükselen Ankaralılar, bu turda İtalyan Lube Civitanova ile eşleşti. Lube, güçlü, marka bir ekip. İş hiç kolay değil ama biz Halkbank'a inanıyor ve güveniyoruz.

AXA Sigorta Efeler Liginde 17 maça çıktı, bir yenilgi aldı. Mavi-Beyazlılar liginde ilk yarıyı lider bitirdi, bir sonraki sezon CEV Erkekler Şampiyonlar Ligi'ne katılmayı şimdiden garantiledi. Halkbank, ligde lider durumda.

Türkiye Kupasında iki maça çıkan Halkbank, ikisini de kazandı, yeri ve tarihi daha sonradan belli olacak dörtlü finale adını yazdırmayı başardı.

Buraya kadar yazdıklarımız yalnızca bir övgü metni değil, sadece sezonun fotoğrafını çektik. Fotoğrafı burada da yayınlayalım ki yiğidin hakkını teslim edelim.

Ankara basını Halkbank'ı daha iyi görmeli, ulusal basın da hakkını vermeli.

Türk sporunda harcanan bunca parayı hiç hakketmeyen futbol, genelde voleybolun, özelde de Halkbank'ın başarılarının görünmesini engelleyememeli.

Bu arada, her önemli maçta binlerce insanın Başkent Voleybol Salonuna çekilmesini başararak, bir anlamda da öncü rolü üstlendiğini de göz ardı etmeyelim.