Gençlerbirliği, sahasında 1 puan gerisindeki Kocaelispor'u şöyle bir silkeleyip, kenara atamadı.
Eğer bunu yapabilseydi; hem 6 puan değerinde bir galibiyet elde etmiş olacaktı, hem de puan farkını 4'e çıkartacaktı. Ara transferde yaptığı takviyelere karşın rakibinin psikolojisini bozduğu gibi düşme hattının en üst basamağındaki Altınordu ile de 5 puan üstünde olacaktı. Ayrıca bu iki takım ile ikili averajdaki üstünlüğü de işin bir başka ve son derece önemli avantajı…
Maçtaki oyun kurgusu, mücadele gücü, geri dönüş becerisi, rakibine oranla çok daha iyi olan Kırmızı-siyahlılar, aslında alınan bir puana da sevinmeliler. Çünkü 8.sıradaki takımın bile düşme tehlikesinin yaşandığı böyle ilginç maratonda, ligin dibindeki Balıkesir hariç 11 ekibin de kurtulma ümidi var. Kalan 9 maçta (Altınordu, Menemen, Manisa ve Adana'nın 8'er) alınabilecek 27 puan var. Öyle ki yarım puan olarak sayılabilen ikili averajın bile çok çok büyük önemi var. Onun için bence Kocaeli mücadelesinde geri dönüşü başararak gelen 1 puan kurtuluşun anahtarı olabilir.
Şu gerçek unutulmasın ki Gençlerbirliği, şu dönemde çok tehlikeli sularda yüzüyor… Kalan 9 haftada oynayacağı takımlar öyle kolay lokma değil. İstanbul (D), Keçiörengücü, Tuzla (D), Bursa (D), Bandırma, Denizli (D), Erzurum, Menemen (D) ve Ümraniye…
Başkent ekibinin kendi sahasında oynayacağı 4 karşılaşmadan mümkün olan en az kayıpla ayrılması gerektiği gibi, çıkacağı 5 deplasmanda tıpkı daha önce yaptığı gibi (Balıkesir, Kocaeli, Bandırma ve Altınordu) ekstra en az bir galibiyete şiddetle gereksinimi var. Hele hele bu ekstralar kendisi için 6'şar hatta puanlık sayılabilecek Tuzla, Bursa, Denizli ve Menemen maçlarından gelirlerse tadından yenmez. Daha doğrusu kümede kalmanın yolu bundan geçeceğe benziyor.
Yani anlayacağınız durum bu kadar ciddi. Şu anda en önemli faktör, sakatlıkları geçen vazgeçilmezleriyle Gençlerbirliği için ideal kadrosunun yeniden birlikte oynama alışkanlığını kazanmandan başka yolu yok.
Aksini düşünmek bile istemiyorum. Tam anlamıyla birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyulduğu bu 99 yıllık Çınarın selameti için de eski hesapları karıştırmanın da şimdilik bir anlamı yok. Ama hesap sorulacak günlere de elbette ki gelinecek. Ondan kaçış olmayacak.