Gençlerbirliği için artık kelimenin tam anlamıyla sırat köprüsünden geçme zamanı geldi.

Uzun süredir transfer tahtasının kapalı olması nedeniyle neredeyse tamamı altyapıdan genç ve yetenekli gençlerle takviye ettiği futbolcularıyla mücadele eden Gençlerbirliği, maratonun ilk bölümünde ancak 7 puan toplayarak ligin dibine demir atmıştı.

Düşme adayları içinde başı çeken kırmızı-siyahlılar, İkinci yarı sil baştan yenilediği kadrosuyla hedefini belirledi:

100. yılında yerini korumak, yani Spor Toto 1. Liginde kalmak.

Mustafa Dalcı'nın istediği futbolcuları transfer eden Başkan Niyazi Akdaş, tüm istekleri de yerine getirdi. Talihsiz Altınordu yenilgisiyle başlanan 2.devrede gerçekten görmek istediğimiz Başkent ekibi sahneye çıktı. Arka arkaya alınan Bolu, Pendik (Deplasman) ve Göztepe galibiyetleriyle ligin en alt sırasından kurtuldu. Taraftarlarının da geleceğe umutla bakmasını sağladı. Küskünler yeniden tribünlere gelmeye, deplasmanlarda da takımlarını yalnız bırakmamaya başladı.

Ama ne yazık ki 6 Şubat'ta tüm ülkemizin canını acıtan, tarihimizin en korkunç deprem felaketi, herkesi olduğu gibi Gençlerbirliği'ni de olumsuz etkiledi. Zorunlu olarak verilen bir aylık aradan sonraki başlangıç bir hayal kırıklığıydı. Düşmeme mücadelesindeki rakipleri Tuzla ve Denizli oynadığı 6 puan değerindeki maçlarından sadece 1 puan alabildi. Ardından yine evinde elinden kaçırdığı lider Samsun'a yenildi.

Son Ankara derbisinde ise Keçiörengücü ile karşılaştı. Aslında maça iyi başlamıştı, takımın yine en iyilerinden biri olan Mete Kaan Demir'in rakip savunmanın hatalı pasından yararlanarak kişisel becerisiyle attığı gol büyük moral kazandırmıştı ama ne yazık ki 9 dakika sonra Uğur Akdemir'in yaptığı faul, biraz da kayarak müdahale sonucu kırmızıya dönüştü ve takım 10 kişi kaldı. Talihsizlik bununla kalmadı. 45+2'de İvan İkiç'in kendi kalesine attığı golle eşitlik geldi. İkinci yarının başlarında golcü Dembele devreye girerek takımını öne geçirdi. Ancak oyundan kopmayan Gençlerbirliği'nin gösterdiği direnç doğrusu beni oldukça ümitlendirdi. Üstelik hem on kişi kalınması hem de geriye düşülmesi bu direnci bozmadı. Bu arada fırsat transferi Buğra Çağıran'ın kornerden direkt golü de Başkent ekibine çok yararlı olabilecek bir puanı kazandırdı.

Ertelemelerin sonra yoğun bir takvim yaşayacak olan Gençler, çok zorlu bir viraja girdi. 10 haftalık bu döneme Adana'dan gelecek hükmen galibiyetle puanını 21' çıkartacak. Sonra zorlu Manisa deplasmanı ve adından yine Y.Malatya'dan bir ekstra 3 puan daha hanesine eklenecek.

En az 24 puan ve kaldı mı 7 hafta… İşte kırmızı-siyahlıların kaderini değiştirecek bu süreç, sırat köprüsünden geçişle eşdeğer… Biliyorsunuz ki inancımıza göre Sırat köprüsünden geçmek için sorulacak 7 soruya yanıt verilmesi gerekiyor. Ve Başkent ekibinin kalan 7 maçından sadece 3'ünü (Altay, Bodrum ve Sakarya) ile evinda oynayacak. Deplasmandaki 4 maç ise süper lig hedefi olan Eyüpspor, Rizespor ile play-off mücadelesindeki Bandırmaspor ve can derdindeki Erzurumspor karşılaşmaları.

Bu 7 hafta da sırat köprüsünden geçecek olan Gençlerbirliği'ni son derece zorlu günler bekliyor ama bunun için 7'de 7 galibiyet gerekmiyor. 4 galibiyet kümede kalmak için yeterli olacak. Çünkü çekilen Y.Malatya ve Adanaspor yüzünden bu sezon 1.ligden sadece 2 takım düşecek. Rakiplerden Altınordu, Denizli, Gençler gibi ekstradan 6'şar puan alırken, Erzurum ve Tuzla hanelerine sadece 3 puan yazdırabilecek. Ayrıca Tuzla, Denizli ve Altay'ın da birer haftayı bay geçirecek olmaları da ekstra avantaj.

Bu nedenle takımın tüm konsantrasyonu 4 galibiyet üzerinden olması gerekiyor. Önemli olan da sırat köprüsünden geçmek bunun için de tek çare başarıya odaklanmak ve de inanmak.