Yönetenlerin kafası iyice karışmış görünüyor…

Mevzuya bakın şimdi; Meğer Türk şirketi iken yabancılara satılan firmalara satış sonrası da marka teşviği veriyormuşuz! Uygulama nasıl bir markalaşma faydası sağlıyor onu bilemiyoruz…

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, dikkatini çeken durum ile ilgili soruları şöyle;

'Türk ürünlerinin yurt dışında markalaşması, Türk malı imajının yerleştirilmesi için sağlanan destekler şirketler satıldıktan sonra da devam etmektedir. Böylece yabancı bir firma Türkiye tarafından destek sağlanmaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti devleti yabancı ülkelere ait firmaların sahibi olduğu marka için kamu bütçesinden nakit yardım yapılmasının ülkemize katkısı ve faydası nedir?

2006/4 sayılı Türk Ürünlerinin Yurtdışında Markalaşması, Türk Malı İmajının Yerleştirilmesi ve TURQUALITY'nin Desteklenmesi Hakkında Tebliğ Kapsamında desteklenen firmaların çoğunluk hisseleri yabancı şirketlere satılan markalarının desteklenmeye devam edilmesi anlaşılır bir durum değildir. Ülkemiz insanından toplanan vergiler yabancı ülkelerin firmaları için teşvik olarak mı veriliyor?'

Konunun muhatabı Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan'ın bütçe görüşmelerinde yaptığı konuşmaya göre; TURQUALITY'de 285 Türk firması bulunuyor… Bu 285 firmanın 15'i TURQUALITY Programı'ndayken çoğunluk hisseleri yani yüzde 51'in üzerindeki hisseleri yabancı firmalarca satın alınmış.

Yabancı firmalara bir taraftan 'Gel, Türkiye'de yatırım yap' derken TURQUALITY Programı'ndayken çoğunluk hisseleri yabancı firmalara geçti diye teşviği kesmek doğru olmazmış Bakan Pekcan'ın dediğine göre!

Konu ile ilgili Sayıştay'ın değerlendirmesi ise şöyle;

'Geçtiğimiz yıllar raporlarında ifade ettiğimiz gibi, 2006/4 sayılı Türk Ürünlerinin Yurtdışında Markalaşması, Türk Malı İmajının Yerleştirilmesi ve TURQUALITY'nin Desteklenmesi Hakkında Tebliğ'in amacı ve bu çerçevede çizilen kapsamı çok nettir… Eğer yabancılara ait şirketlerin/markaların desteklenmesinin, TTK ve 4875 sayılı Kanun'un getirdiği bir zorunluluk olduğu kanaatine varılacak olursa, örneğin Güney Kore markası olan ve Türkiye'de de üretilen otomobil markasının ya da yine Türkiye'de de üretim yapan Alman ya da İsviçreli çikolata TURQUALITY markalarının destek başvurusu yapması halinde desteklenmesi gerekecektir ki, anılan Tebliğ ile programın amaç ve hedeflerinin böyle bir öngörüsünün olmadığı açıktır…

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, yabancı ülkelere ait firmaların sahip olduğu markalara kamu bütçesinden nakdi yardım yapmasını hiçbir mevzuat zorunlu kılmamaktadır. Kaldı ki, Türk şirketlerinin satın aldığı yabancı markaların da bir zamanlar sahibi olan ülkeler tarafından herhangi bir şekilde desteklendiğine dair bir örnek de yoktur ki zaten bu öngörülen destek politikasına da uygun olmazdı.

Yabancı şirketlere satılan ve sayısı her geçen gün artan Türk markalarına anılan Tebliğ kapsamında sağlanan desteklerin devam ettirilmesinin mümkün olmadığı yönündeki değerlendirmemiz devam etmektedir.'

Yani özetle kafası karışık bir ülke olduk gitti… Kızılay ABD'nin Manhattan'ında yurt yaptıran Ensar Vakfı'na para aktarmaya aracı oluyor! İşsizin sayısı günbegün artıyor, emekli çaresizlikten çift değil beş dikişe razı oluyor…

Ama biz sözde Türk markası olacaklara teşviğe devam ediyoruz… Karıştık iyice karıştık…