Toplumun yaklaşık yüzde 5’ini etkileyen ve pandemi sonrası artış gösteren “ayrılık kaygısı bozukluğu”, çocuklarda farklı yaş dönemlerinde görülebiliyor. Kreş ve anaokulu çağında başlayan bu durum, ilkokul ve ergenlik dönemine kadar uzanabiliyor. Uzmanlara göre bu bozukluk yalnızca çocuklukla sınırlı değil; yetişkinlikte de farklı belirtilerle ortaya çıkabiliyor.

Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Uğur Karabağ, konuyla ilgili yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Çocuğunuz yanınızdan ayrılmakta, tek başına kalmakta zorlanıyor; sizden uzaktayken başınıza kötü bir şey geleceği kaygısını taşıyor, bu konuda kabuslar görüyorsa ve ayrılık durumunda baş ağrısı, mide bulantısı gibi bedensel tepkiler veriyorsa ‘ayrılık kaygısı bozukluğu’ olabilir.”

Ebeveyn kaygısı da etkili

Dr. Karabağ, tanının genellikle çocuğa konulduğunu, ancak çoğu zaman bu durumun arkasında ebeveynin çocuktan ayrılma kaygısı bulunduğunu belirtiyor:

“Süreç, tanı konulduktan sonra çocuğa özgü bireysel yaklaşımla yönetilmelidir. Çünkü her çocuk özel ve biriciktir. Bu nedenle tedavi tanıya değil, çocuğa özgü olmalıdır.”

Uzman, aşırı koruyucu ebeveyn tutumlarının da kaygıyı artırabildiğini söylüyor:

“Zaman zaman bu durum, anne-baba arasındaki ilişki sorunlarında bir tarafın çocuk üzerinden güvenli liman aramasıyla da ilişkilidir. Ancak ebeveynlerin bu tutumları bir hata olarak görülmemelidir; çoğu zaman sevgi ve koruma içgüdüsünün doğal bir yansımasıdır.”

Belirtiler dikkatle izlenmeli

Ayrılık kaygısının yalnızca psikolojik değil, bedensel belirtilerle de kendini gösterebileceğini vurgulayan Dr. Karabağ, “Erken fark edilip doğru yöntemlerle desteklenen çocukların çoğu bu kaygıyı aşarak çok daha özgüvenli bir şekilde yoluna devam edebiliyor.” diyor.

Muhabir: İrem Akbay