Dostun biri gönderdiğim ilk kitabım kutlamak için mesaj gönderdi:

'Kademoğlu Hocamın, büyük emekle kotardığı, içinde benimle yaptığı bir söyleşiye de yer verdiği, YÜZÜM BANA BENZER adlı kitabını imzalayarak göndermiş adresime. Temiz Türkçesi, sıcak dostlukları, yazıldığı dönemle ilgili belgesel niteliğiyle göz dolduruyor kitap.
Bu türden çalışmalar, her eli kalem tutanın, aydının yaşadığı topluma, onu yetiştiren, eğiten kişilere, dostlarına karşı ödemesi gereken bir borç bence. Yeni kitaplarda buluşmak dileğimle candan kutluyorum değerli dostumu…'

***

'Düşünmeden söylenen sözler hem karşıdaki kişinin canını yakabilir hem de söyleyen kişiye dert olabilir. Bu sebeple de söylenecek sözler öncelikle düşünülmeli ve tartılmalıdır. Onun içindir ki (Boğaz dokuz boğumdur)denir. TDK sözlüğünde böyle değer bulan bir deyimdir bu.)

Sadede geliyorum:

'Elbette, şimdi ağzı olan konuşuyo'' sürecindeyiz...

En garibi de ağzından çıkanı, iki kulağına rağmen duymayanlar ise ulu orta konuşuyo...

***

Siyasetin dili de bu yüzden hem bozuldu, hem de kirlendi. Bu ne biçim dil acaba? Boşuna 'dilim seni dilim dilim edeyim' denmemiştir. Diline sahip ol diyenler, dilini tutamazken - hem büyük lokma yuttular, hem de büyük sözler ettiler. Nasıl büyüdüklerini medyada çarşaf çarşaf büyük puntolarla yazıyor bağımsız basın organları...

***

Dilin kemiği yok ama kalemin ucu hem yalama, hem yalaka ve yandaş olunca medyanın dili de kirlendi. 1500-2000 sözcükle konuşup köşe yazanlar köşeyi dönmüş. Yat, kat, yalı sahibi olmuşları var ki; elifi görse mertek sanır. Bütün maharetleri Atatürk'e, İnönü'ye, çatarak düzene ayak uyduran yalaka ve yandaşlar bunlar.

***

Elbette bütün kalemleri değil; namuslu, edepli, bilgi ve itibar sahibi olanlar bu satırların muhatapları değildir. KÖTÜ PARA İYİ PARAYI KOVAR DEMEK İSTİYORUM kıssadan hisse. Tabii hisse alınabilirse!

***

Rahmetli İsmet Kemal Karadayı dostum şöyle demişti bir söyleşide: 'Derler ki ben adamı gözünden tanırım. 0 eskidendi. Şimdi gözler lensli. Artık ben adamı ağzından da tanıyorum.'. Peki 0 bir ermiş miydi?

TÖB-DER olayını dava konusu bile yapmamıştı. Emekliliğinde savunmandı. ''Patlıcan Fidelerine Muska'yı yazdı.'' Adalet diye diye'' çırpındı. Aramızdan ayrılalı 15 yıl oldu. Işıklar içinde olsun…

***

Anayasa Mahkemesi başkanlarından Yekta Güngör Özden Dost: 'Bir ülkeye, bir devlete, bir ulusa en büyük hizmet; her zaman ve her koşulda doğruları olduğu gibi çekinmeden söylemektir'(1990). 12 yıl sonra yapılan seçimde iktidar olanlar, bu ilkeden yoksundular. Sonuç ortada.

***

Demokrasi katledildi, şimdi yandaşlarına demokrasi nöbeti tutturuyorlar. Her zaman olduğu gibi yutturamayacaklar. Halep ordaysa arşın burada…