İzmir mahreçli haber yürek sızlatan cinsten.

Dünyanın en büyük on ekonomisi arasında yer alacağı iddia edilen bir ülkede, geçim zorluğu içindeki insanların yaşadıkları sıkıntıyı yansıtan haber, tüm iyi niyetli inanışları bile sarsıyor.

Sarsmak ne kelime hatta yerle bir ediyor.

Haber şöyle:

''İzmir'in Konak ilçesine bağlı Emir Sultan Mahallesi, Roman halkının yoğun olarak yaşadığı bir bölge... Geçimlerini müzisyenlik ve hurdacılıkla sağlayan mahalle sakinleri gıda alışverişlerini günlük olarak yapmaya başladı. Zor durumda çok insan var burada.''

Bu durumdan yalnızca yoksulluk içinde kıvrananlar değil, esnaf da payını alıyor.

Habere konu Emir Sultan Mahallesi'nde ağır ekonomik koşullar nedeniyle Esnaf da mahalle sakinleri kadar sıkıntılı..

Geçimini bakkallık yaparak sağlayan bir esnafın sözleri yaşanılan sıkıntıyı gözler önüne seriyor:

''Veresiye satışımız da bu dönem iyice çoğaldı. Yağ alamayan zor durumda çok insan var burada. Ben de çözüm olarak talebe göre malzemeyi ayarlamaya başladım. Pet bardakta, pet şişede yağ satıyorum. Kavanoz halinde salça satamayınca da kaşıkla salça satmaya başladım.''

Alan da satan da perişan.

Çaresiz…

Art arda gelen zamlar yüzünden fiyatlar dar gelirli kesimin alım gücünü kat kat aşan seviyelere ulaşınca böyle yürek burkan olaylarla karşılaşmak da kaçınılmaz oluyor.

Ülkenin pek çok kentinde benzer durumların yaşandığına dair haberler giderek yaygınlaşırken, pembe hayallerden söz etmek pek de inandırıcı olmuyor.

Yaşanılanlar ve basına yansıyan görüntü ve haberler, çağ atlayan bir ülke olgusunu yansıtmaktan uzak kalıyor.

Durum, çağ atlamanın eşiğindeki vatandaştan çok rakibinin yumruklarından perişan hale düşmüş boksör fıkrasını anımsatıyor:

Yediği yumruklar yüzünden ayakta durmakta zorlanan boksöre antrenörü raunt arasında taktik verir:

''Aman oğlum. Dayan biraz. Rakibinin ayakta duracak gücü kalmadı. Ringe yapışması an meselesi.''

Yüzü gözü mosmor olan boksör, güçlükle sorar:

''İyi de beni bu hale getiren kim?''