Lige kötü bir başlangıç yapan Ankaragücü, teknik kadrodaki kan değişikliğiyle skor bazında olmasa da sergilenen futbol anlayışında önemli gelişmeler kaydetti.
Ömer Erdoğan'ın gelişi ve yaptığı ilk transfer olan tecrübeli ayak Tolga Ciğerci'nin mükemmel uyumu, olağanüstü organizasyon kabiliyetini daha görev aldığı ilk maçta hem de ligin en dişli ekiplerinden biri olan Beşiktaş'a karşı gösterdiği performansla değişimin ayak sesleri gelmeye başladı…
Her ne kadar Eren Derdiyok'un neden olduğu penaltı sahadan puansız ayrılsa da o güne kadar rakibinin hediyesi olan gol dışında skor yapamayan Ankaragücü, sevenlerine gelecek için ümit vermişti. İşin asıl kötü yanı; güya katkı verdiğini zanneden taraftar kisvesindeki bir kendini bilmezin kişisel tatmin uğruna verdiği zararla; 12.adamın muhteşem itici gücünden yoksun kalacak Başkent ekibinin, rakibini baskı altına almasını engelleyecek nitelikte olmasıdır.
Gelelim Alanya maçına…
Ufak tefek dokunuşlarla takımı bu kadar değiştirmeyi başaran Erdoğan Hoca, kendinden önce yapılan 16 transferden sadece 5 kişiye formayı vermesi, geçen sezonki kadrodan da 4 futbolcunun yanı sıra, kendi yaptığı transferlerden Tolga Ciğerci'nin yanına ayağının tozuyla Taylan Antalyalı'yı görevlendirmesi bana kalırsa, yapılan 16 transferin çoğunluğundan fazla memnun olmadığının göstergesidir.
Aslında bugüne kadar sergiledikleri performans doğrultusunda Beridze, Pedrinho ve biraz da Nihad Mujakic ve Tasos dışındaki kalanlar, öyle lanse edildikleri gibi dünya yıldızı ayarında görünmediler. Bunun birkaç nedeni de olabilir. Ya uyum sağlayamadılar ya da hazırlık dönemini iyi geçirmediler. Bu nedenle Ankaragücü yönetimi de şapkasını önüne koyarak, bu transferlerden sorumlu olanlardan mutlaka hesap sormalıdır.
Lige iyi başlayan ancak son haftalarda arka arkaya aldığı yenilgilerle dikkat çeken 5 puanlı Alanya ile 4 maçta aldığı 1 puanla ligin dibine demir atmış Ankaragücü, bu mücadeleye kötü gidişe son vermek için çıktılar. Sarı-lacivertliler, sahadan 3 puanla ayrılsa rakibini yakalamış olacaktı. Bu nedenle her iki takımda da kesinlikle ofansif düşünce ön plandaydı. Ancak etkinlik açısında Ankaragücü, gol dışında son derece net 6, Alanya da 2 gol dışında 3 pozisyon buldu. Sarı-lacivertliler zaten 17, 28 ve 56.dakikalardaki Ariyibi'nin kaleci Runarsson ile karşı karşıya kaldığı atakları golle sonuçlandırabilseydi, maçı kopartıp farka koşardı.
Hakem Mert Güzenge her iki ekip aleyhine hatalı düdük çaldıysa da maçın kırılma noktasında çok etkin rol oynadı. 52.dakikada itirazdan sarı kart gören ve Alanya'nın en etkili oyuncusu Efecan Karaca'nın Tolga Ciğerci'nin ayağına kasti bir şekilde basmasını es geçen hakem, Ankaragücü'nün kaderiyle oynadı. VAR'ın da Tolga'nın uzun süre yerde yatmasına karşın bu pozisyonu süzememesi biraz garip kaçtı. Aksi takdirde Efecan'ın 2.sarıdan oyun dışı kalması Alanya'nın oyun düzenini olumsuz olarak etkileyecek ve Ankaragücü'nü de ekstra motive edecekti.
Bir de Tolga Ciğerci'ye yine ayrı bir paragraf açmak gerekir. Takımının en iyisiydi… Hem Beşiktaş hem de Alanya maçlarının istatistikleri bize gösterdi ki en çok koşan, en çok mücadele eden futbolcuydu. Çektiği etkili şutların yanı sıra daha 2 maçta 3 asistle tüm goller katkı vermesi de en dikkat çeken özelliğiydi.
Tabi bunlar hep geride kaldı. Ankaragücü oyun olarak gelişe de bunu bir türlü skora yansıtmayı becerdiği gün, süratle ligin dibinden uzaklaşıp üst sıralara tırmanır.
Her türlü olumsuzluklara karşın o gün neden gelecek Pazar olmasın. Gelişmeler çıkışın Sivas maçıyla gerçekleşeceği yönünde… Bir de Tahkim, Başkent ekibine verdiği kararı kaldırırsa o zaman seyreyleyin Ankaragücü'nü…