Ankara’nın Beypazarı ilçesi Doğanyurt Köyü’ne yapılması planlanan Kalker Ocağı ve Kırma- Eleme Tesisi köylülerce büyük bir tepki ile karşılandı. Yerel halk konu hakkında kamuoyundan destek istediklerini belirttiler ve köylerinde yaşamanın artık bu tesis ile mümkün olamayacağını vurguladılar.

Bu projeye karşı belki yıllardır köylüler ve sivil toplum kuruluşları el ele mücadele veriyorlardı. ÇED (Çevre Etki Değerlendirmesi) halen sürmektedir. Biyo çeşitliliği oldukça çeşitli olan ve pek çok hayvan- bitki türüne de ev sahipliği yapan bölgenin yapısının tamamen bozulacağı ve köylülerin köyü terk etmek zorunda kalacağının sıklıkla altını çizmektedirler. 28 memeli türü ve 21 endemik türü barındıran alanın ÇED tarafından incelenmesi ve sonuçların yerel halktan ve doğadan yana olması beklentisi ile köylüler sıklıkla kamuoyunun dikkatini çekmeye çalışmaktadırlar.

Bir diğer yandan bölgedeki köylüler ağırlıklı olarak geçimlerini hayvancılıktan sağlamaktadır. Yani olası bir tesis durumunda insanların yaşamlarını başlı başına değiştirmesi bir zorunluluk halini alacaktır. Altını çizerek söyleyelim, bizler köylülerin mağduriyetlerinin giderilmesini beklemiyoruz, bizler baştan köylülerin mağdur edilmemesini istiyoruz. Yapılan tüm projelerde yerel halkın refahının ve bitki-hayvan türlerinin korunmasının esas alınması gerekmektedir. Doğal yaşam alanları adeta işgalci bir ziniyetle gasp edilmemelidir.

Bölgenin endemik türlerinin zarar görmesi ve hayvan çeşitliliğinin yoğun olduğu bölgelerde böyle tesislerin kurulması aslında kültürel mirasımızı da zedelemektedir. Belki bizlerin görebildiği bu türleri bizlerin çocukları göremeyeceklerdir. Bu konuda beklentimiz sadece insan yapımı şeyleri kültürel miras olarak görmemesi, ülkenin ormanlarını hayvanlarını da kültürel miras olarak gören bir anlayışa sahip olması yönündedir.