O bayramlar ki çok eskilerde kaldı. Örneğin Şeker Bayramı'nda şekerin tadı vardı. Bu bayramda ne şekerin tadı var ne de huzur. Başa gelmedik felaket kalmadı. Acılardan ağlayamıyoruz bile…

***

Çocukluğumuzun bayram yerleri vardı. Şimdi onun yerini AVM'ler aldı. Ancak şimdiki çocuklar için her gün bayram. Çünkü her istediklerini alabiliyorlar. Eski bayramlardan bugüne kalan çok az şey var. O bayramlar geride kaldı. Taşranın çok az yerinde yaşatılsa da büyük şehirlerin varoşlarında da görüyoruz bunu. Bayramları tatile dönüştüren yıllar çeyrek asrı geçiyor. Büyük şehirlerin dağdağasından, kent sorunlarından bunalmışlıktan kurtul- manın yoluydu bu belki de.

***

O bayram yerleri de yok artık. Eğer deprem toplanma alanları olsa; kentler dikey mimariye boğulmasaydı yaşanan depremlerden daha az zarar görürdük. Çocukluğumdan bu yana nice bayramlar yaşadım.

Her geçen yıl bayramların güzellikleri giderek yok oldu. Bayramlar, sevgi-saygı-hoşgörü, birlik, dirlik günleridir. Bu günlerde büyükler küçüklere şefkat ve sevgiyle yaklaşır; dargınlar barışır, uzak yakın akrabalar birbirine kavuşurdu. Konu komşu birbirini ziyaret eder, yaşlılar aranır hatırı sorulurdu.

Bayram tebrikleri postalanır, fakir fukara doyurulur, fitre dağıtılırdı. Çocuklar yeni elbiselerini giyer, el öpmeye giderlerdi, büyükler onlara para verirdi. Kısacası yaşamın ayrıcalıklı günleri dediğimiz bayramları da sıradanlaştırdık.

***

Nice bayramlara dedim hep. Niye? Her bayram barış, hoşgörü, sevinç, bağışlama ve barışma getirsin diye. Bu yıl bayram, ne yazık ki, bunlardan yoksun geçecek. Çünkü bayram sohbetlerinin en baş konusu siyaset (seçim) olacak. Umarım yeni dargınlıklara, kavgalara neden olmaz. Bayram gibi bayram ederiz, hatta ettiririz de…

En güzel bayramları lise-üniversite yıllarımda yaşadım. İş hayatım boyunca, çocuklarıma bayram ettirmekten mutlu oldum. Bayram- lar daha çok çocuklar için özeldi çünkü. Çocuklar büyür, bu kez onlar çocuklarına bayram ettirirler, bu devran böyle döner.

***

Eski bayramların niye özlem duyuluyor? Özümüzü, gelenek ve göreneklerimizi giderek yitirdiğimiz için.

Bütün bu olumsuzluklara karşın umudu, sevgiyi, saygıyı yitirmeyelim diye. Hayat umutsuz yaşanmıyor. Umutların yeniden gürelmesi için çaba harcayalım. Sevelim, sayalım. Dayanışmayı ve yardımlaşmayı elden bırakmayalım.

Komşunun komşuyu sahiplendiği, yoksula şefkat ve iyilikle yaklaşılan, mutlu olmak kadar mutlu etmenin de amaçlandığı bu günlerde şiirsel bir dilekle bitiriyorum yazımı: 'Bir bayram şekeri sayın bunu / Özümden kopup gelen bu sunu / Bayram gelmiş neyime demeyin / Bayramların değerini bilin.' Nice bayramlarınız olsun, her gününüz bayram gibi olsun…