Başka kentlerde öyle değildir elbette. Ankara'da 'Samsun asfaltı' denince Kemal Burkay'ın bestelenip şarkı da olmuş dizeleri geliverir usa.

1970'li yıllar. Mamak Cezaevi… Orada yatan bir mahkûmun, mahkûmların özgürlük özlemi… Bütün o özlem Samsun asfaltındaki otomobillere yüklenivermiştir sanki…

'Geldiğimizde otlar yemyeşildi / Ve kuzeydeydi güneş / Kömür deposu boşaldı işte / Mamak'a sonbahar geldi // Güneş altında tutsaklar / geçen sonbahara bakıyorlar / Şirin mi şirin gecekondu evleri / Samsun asfaltında otomobiller / Ne güzeldir yollarda olmak şimdi.'

***

Cezaevindeki insan için Samsun asfaltındaki otomobiller tam bir özgürlük çağrışımı…

Ama bakmayın yolda ilerleyen otomobillere. Aslolan gökyüzüdür…

Göğe bakmak…

Ve göğe bakmak deyince elbet usa geliverir Turgut Uyar'ın dizeleri:

'İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım / Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından / Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından / Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar / Şu aranıp duran korkak ellerimi tut / Bu evleri atla bu evleri de bunları da / Göğe bakalım'.

***

Tarih 23 Ekim 2016.

Ankara'dan Samsun asfaltına yönelmiş bir otomobilde beş edebiyatçıydık…

Direksiyonda öykücü dostumuz Murat Darılmaz. Yanında şair arkadaşım Ali Hikmet Eren… Arka koltukta üç kişi… Ben, ne zaman caz müziği dinlesem usuma gelen şair arkadaşım Serdar Aydın ve öykücü-romancı Gökhan Tok.

Gidiyoruz.

Çorum'u geçtik. Mola verdik ki…

Otomobilden önce inen ben oldum. O an yüzümü yukarı çevirdim ki, gökte bulutlar deli… Gökhan'a, 'Dur!' dedim. Fotoğrafını çekeceğim…

Çektim.

Yetmedi… Orada hepimiz bulutlarla fotoğraf olduk…

Turgut Uyar'ın dizelerine selam durarak…

***

Samsun'da Pera Sanat Akademi'de yapılan bir etkinlik içindi yolculuğumuz…

Orada ne güzel insanlarla tanışmış, söyleşmiştik. Onlardan birisiydi Ali Turmuş…

Gür ve kırçıl bıyıkları, esmer yüzü, kelleşmiş başının yanlarından sağa sola savrulan saçlarıyla… Görsel olarak da dikkat çekiyordu…

Da…

Tematik şiir konusundaki sunumu unutulmazlarımdan olmuştu…

Onlarca değil, binlerce şiiri ezbere bilirmiş meğer… Dahası, bir tema söyleyin, 'anne', 'aşk', 'gökyüzü', 'deniz'… Ezberindeki antolojiden bir bilgisayar aramasındaki sonuçlar gibi sıralıyor…

Şaşakalmıştım.

***

O anı orada dururken…

Duydum ki…

O bellek artık yok!

Şöyle demişti:.

'Beni şairden, yazardan saymayın. Ben sizin gibi değilim. Şiir sevicisiyim. Ezberlemesini ve okumasını severim. Yazdıklarımı sorarsan da basit bir iç döküş say derim.'

***

Bir tane kitabı var:

'Şiirseverin Günlüğü' (*).

Kim okumuştur, kim merak eder bilinmez…

Bilinmez de…l

İnsan tanıdığı güzel insanları, hep yaşayacak sanıyor.

Ne güzel yanılsama!

Samsun'a gitsem ilk arayacaklarımdandı…

Bende eksildim biraz da…

_______________________

(*) Ali Turmuş, 'Şiirseverin Günlüğü', Yazılı Kağıt Yayınları, Birinci Basım: Nisan 2018, Ankara.