Kornavirüs ülkemizde bir afet halini aldı...

Yakın zamana kadar açıklanmayan vaka sayılarının açıklanmaya başlanmasıyla birlikte salgının vahameti tüm açıklığıyla ortaya çıktı...

Bu arada korona tarihinin en garip olaylarından biri yaşandı... 25 Kasım 2020 tarihinde 6 bin 814 olarak açıklanan günlük vaka, 26 Kasım'da 'toplam vaka' olunca sayı bir günde 29 binin üzerine fırladı... 1 Aralık itibariyle de 30 bin sınırı aşıldı.

***

Şu anda vaka sayısı olarak nüfusları sizden 4-5 kat fazla olan ABD ve Rusya'yı geride bırakmış durumdayız. Bizden yukarıda bir tek Hindistan var...

Vaka sayısı olarak Avrupa'da birinci, dünyada ikinci sırada yer alıyoruz. Vaka sayısının nüfusa oranlanması durumunda ise açık ara dünya birincisiyiz...

Yani, artık işimiz aşıya kalmış durumda.

***

Dünya nüfusu yaklaşık 8 milyar...

Salgının dünyada girmediği ülke kalmadığına göre, bir milyarı çocuk sayalım, herkese iki doz aşı yapılsa 14 milyar doz aşı üretilmesi gerekiyor...

Sağlık ve tıp sektörü günümüzde hemen her ülkede özel sektörün egemenliğinde olduğu için parayla satılacak bu aşılar üreten firmalara tarihte daha önce görülmemiş karlar sağlayacak.

***

Sektör ve firmalar özel olsalar da, bu aşıların alınması, satılması, dağıtılmasında devletler büyük rol oynayacak...

O arada normal olarak her devlet kendi ülkesindeki firmayı kollayacağına göre, aşıyı üretme kapasitesine sahip devletler, 'aşı pazarı'nı paylaşmak için büyük bir mücadeleye girecek...

Bu meselede 'insan sağlığı' ve 'kamu yararı' gibi faktörler de rol oynayacağı için 'pazardan daha büyük pay alma' amacıyla yürütülen bu mücadele, 'insanlığa yarar sağlama yarışı' adı altında yürütülecek.

***

Kısacası, artık 'aşı savaşları' başlıyor...

Her savaş gibi bu savaş öncesinde de bir hazırlık dönemi yaşanıyor... O hazırlık döneminde, 'ileri görüşlü' devletler, şirketler ve yatırımcılar, askerlikte 'yığınak' olarak tanımlanan türden hazırlıklar yapıyorlar...

Malumdur... Her savaş öncesinde taraflar yığınak yapar ve yığınakta hata yapan taraf kural olarak savaşı kaybeder.

***

Peki, bu savaşın tarafları kimler ve ne tür yığınaklar yapıyorlar?..

Bu soruyu cevaplamak için önce dünya ekonomisinin durumuna bir göz atmak gerekiyor. Çünkü şu dönemde dünya ekonomisine egemen olabilmek için kimler yarışıyor ya da savaşıyorsa 'aşı savaşı'nın 'cephe'lerini de onlar oluşturuyor...

Yani, ABD ve Çin.

***

'Aşı savaşı'nda başı çeken bu iki ülkenin pozisyonlarına baktığımızda, tıpkı dünyada ekonomik ve siyasal alanda yaşanan cepheleşme içindeki pozisyonlarına benzer bir tablo ile karşılaşıyoruz...

'Batı cephesi'nde ABD, aşı çalışmalarında başı çekiyor. En yakın müttefikleri İngiltere ve Almanya...

Çin ise geleneksel teknolojiyi kullanarak biraz geriden gelmekle birlikte, yalnız koronaya değil başka bir çok hastalığa karşı da ürettiği ucuz ve kullanışlı aşılarla yoksul ve aşırı nüfuslu 'gelişmekte olan' ülkeler pazarında kendisine bir alan açıyor. Bu alanı açabilmek için de 'hibe' dahil bir çok yöntemi kullanıyor.

***

Türkiye'ye gelince... 'Gelişmekte olan' ülkeler kategorisi içinde yer alan Türkiye, 80 milyonu aşan nüfusu ve içine düştüğü ödeme sıkıntıları nedeniyle bir bakıma Çin aşısına mecbur... O nedenle, Çinli Sinovac firması tarafından üretilen Coronavac adlı aşının deneme çalışmalarına katılıyor ve şimdiden 50 milyon doz aşı için sipariş vermiş durumda.

Ancak, Türkiye'nin 'stratejik müttefikimiz' ABD'yi ve onun önde gelen ilaç firması Pfizer'ı görmezden gelme lüksü yok... Üstelik Pfizer, aşı pazarına iki Türk araştırmacının kurduğu BioNTech ile ortaklaşa ürettiği aşı ile giriyor...

Dolayısıyla ülkeye miktarı henüz kesinleşmemiş olsa da Pfizer/BiyoNtech aşısının da gireceği ve pahalı bir ürün olduğu için ödeme gücü yüksek kesim tarafından tercih edileceği görülüyor.

(Devam edecek)