Ankara, 40 dereceyi bulan, hatta o seviyeyi de aşan yaz aylarını geride bırakıp, sonbaharın serinliğine bürününce, malum sorunlar da kapıya dayandı.
Tabii, malumun başında da ısınma sorunu geliyor.
Söz konusu gider kalemi, başta dar ve sabit gelirliler olmak üzere toplumun hemen her kesimini kara kara düşündürüyor.
Vatandaşlar, Karadeniz’de bulunduğu belirtilen doğal gaz konusunda da umduğunu bulamayınca tüketim fiyatlarında indirim hayalleri de suya düşmüş görünüyor
İğneden ipliğe gelen zamlar sonucu büyük bir çıkmaza düşen tüketiciler, doğalgaz fiyatlarında “indirim” hayalleri kurarken, “bindirim” korkusuyla karşı karşıya kaldı.
Hayal kırıklıkları, özellikle toplumun dar ve sabit gelirli kesimlerinin peşini bırakmaz oldu.
Umutlar hep başka bahara kaldı.
Hesaplar, beklentiler altüst oldu.
Tıpkı emekli ikramiyesi gibi…
Cumhuriyet’in yüzüncü yılı nedeniyle verileceği belirtilen ikramiye miktarı beklenenin çok altında kaldı.
Çalışan emeklilerin ikramiye kapsamı dışında tutulması da bu grupta yer alanların haklı tepkilerine neden oldu.
Bakalım yılsonunda maaşlarda yapılacak artış miktarı ne kadar olacak?
“Yerel seçimler nedeniyle kesenin ağzı açılır mı?” diye sorulsa dar gelirlinin vereceği yanıt zaten belli:
“Açılsa ne olur, açılmasa ne olur?”
Haksız da sayılmazlar.
Piyasaların hali malum.
Herkes kafasına göre fiyat belirliyor.
Dar gelirli gelecekten umudu kesmiş.
Bari yarayı deşme…
Şu nurlu ufuk söylemlerinden vazgeç…
Olmayacak duaya amin dedirtme…
Kar, kış, ısınma sorunu derken, yine geldik çaresizliklere.
Boşa koysan dolmuyor,
Doluya koysan almıyor.
Ama kaçış da olmuyor…
Sis kaplamış umutların üstünü.
Çıkış kapısı görülmüyor ki,
Kaçış olsun.