Güncemden – 2020/sonu
18 Aralık saat 11.45 suları. Aşti yolundayım. Merdivenlerden indim. Bir ses duydum: 'Mustafa Abi!' Tanıdığım bir sesti. Kucaklaştık hemen.'Beni tanıdın mı?' demez mi? Elbette tanıdım seni unutmadım ki dedim. Asım Ekim'di.
***
Ayaküstü neredeyse 20 dakikaya yakın Devrek'ten konuştuk. Çok bilgi verdi ve hepsi bende kalsın. Bankacıydı. Selamsız geçmeyişiyle sokakta, hoş geldin bankadaki tavrıyla iz bırakmıştı bende. Mehmet Başaran Hoca, 'Arayanınız soranınız çok olsun' der telefonlarda. 'Selamı çok olanın da selam verileni çok olur' demişti bir keresinde. Popülaritesi yüksekti Asım'ın. Bir de Celal Türedi vardı. Selamda, sevgide, saygıda sınır tanımayan iki bankacı dostum benim onlar.
***
Devrek'ten misafirim geliyor. Yazar Dostum Sami Sülük. 1992'de iki kitabını basmıştım. Almanya'da idi o dönemde. 'Tükenişin Sonu' (*) anımsadım. Daha önce de bir kitabı yayınlanmıştı: 'Bir Kır Çiçeği Gibi' Son kitabı da 'İki Yüzlü Gerçek' olmuştu. Şimdi Devrek Bölge Haberde yazıyor ve çiftlik sahibi. Beni ziyarete gelmişti. Kızı Simge de vardı yanında. İlkokul 3'e gidiyor. Anakara'ya gelişini bir rüya alemi gibi algılıyordu Simge. Yargıçtı Devrek'te. Halen emekli ve yazar -Avukat Dostum Eray Karınca'nın 48 sayfalık kitabını bir saatte okuyup bitirmişti. Metro'yu da merak ediyordu. Terminale götürdüm, yolcu ettim Baba Kızı.
***
Bir dostumun hukuk sorunu vardı. Çözüm için şair-yazar-yargıç dostum- Emekli Yargıç ve Avukat dostum Eray Karınca'yla buluşmamıza vesile oldu. Eray Bey bir dönem Gökçebey'de yargıçlık ve yerel gazetede yazarlık da yapmıştı. Ayrıca Zonguldak'ta yayınlanan Uğraş dergisinde de yazıları yayınlanıyordu. Sonra kitaplaşmaya başladı. En son yapıtı 'Kız Doğursun Analar', bilimsel ve sosyal içerikli bir kitaptı. Ben alt başlığa şunu ekledim: Böğürsün Bizim Danalar ( Kadına şiddeti-cinayetleri yerme bağlamındaydı konusu)
***
Bugün galiba şansım Devrek'ten açılmıştı sanki! Bir dostum bir konuda bilgime başvurdu. Bu arada siyasi vaziyetler, ticari işler, eski evler konusu ne alemde diye sordum. İşte haberler: İflaslar devam ediyor. Siyaset yerel seçimlere odaklı... Nadir Bey'in şansı yok. Songül Hanım çıkabilir. Mustafa Semerci'nin şansı var. Ama o da, parti başkanıyla kavgalı ama arayı düzelteceklermiş. Yıkılan evlere gelince; zamanında Özcan Ulupınar 1-Ih çekti ama Semerci bu konuda iyi puan topladı. Şansı yüksek.
***
Kendine yabancılaşan, kenti yabancılara teslim edenlere, kötü yönetenlere ve de siyasi- kendi çıkarları için yapanlara- ne demeli ki? Ben orada yaşarken bunları bacak gibi yazdım gazetelerde. Ama kös dinlediler. Nadir Saraç'a festival yaptım, yerel seçimde kampanyasını yürüttüm ama vefasız çıktı. Vekil oldu TBMM Kulisinde beni görmezden geldi. Ne diyeyim ki: 'İNSAN BU' işte.