Acısıyla, tatlısıyla koca bir yılı geride bıraktık.

Şimdi taze bir başlangıcın ilk basamağındayız.

Umuda yolculuk da denilebilir.

Geride kalan yılda pek mutlu olamadık.

Çok istedik ama olmadı.

Tüm olumsuzluklar sanki anlaşmış gibi dört bir yandan saldırıp durdu.

Feci bunalttılar.

İçte, dışta yakamıza yapıştılar kene gibi.

Kendimizi zor attık 2020'ye…

Umutlarımızı körpe tutmaya çalışarak.

Dar gelirli için daha zor geçti 2019.

İğneden ipliğe zamlar, yumruk yağmuruna tutulmuş boksör gibi yere serdi işçiyi memuru.

Art arda gelen elektrik ve doğal gaz zamları yüzünden kış aylarının nasıl atlatılacağının hesabına düştü dar gelirliler.

Televizyonların haber bültenlerinde yer alan kara mizah örneği sokak röportajları geleceğe dair karamsarlığın daha da koyulaşmasına, insanları ''güler misin ağlar mısın'' deme noktasına taşıdı.

TV muhabirinin akaryakıt fiyatlarına gelen zam konusundaki görüşünü sorduğu vatandaşın ''Ben zaten hep 50 TL'lik benzin alıyorum'' yanıtı söz konusu noktayı oluşturdu.

Doların Türk Lirası karşısında tırmanış gösterdiği yolundaki soruya verilen ''Ben TL kullanıyorum. Dolardan bana ne?'' şeklindeki yanıt da o noktanın yeşile boyanmış hali olabilirdi ancak.

Ama, bütün bu olumsuzluklar, geride kaldı.

2019'la birlikte gönderdik gitti.

Şimdi iyimser olmanın zamanı.

Umalım da 2020'ye bulaştırmamıştır gider ayak virüsü.

Yine de tedbiri elden bırakmayalım.

Yorulduk, sendeledik zaten.

Büsbütün mindere yapışmayalım.