Bu vefa, İstanbul'da 'Boza'sıyla ünlü bir semt değildir. Hatta, şimdi adı sanı duyulmayan futbol takımının adı hiç değildir…

Vefa, insani bir duygu, değerbilirliktir. Hele de her şeyimizi alıp götüren bireyci, bencil, çıkarına düşkün, her değerin paraya endekslendiği bu çağda, yitirdiğimiz en büyük değerlerden biridir Vefa…

***

Kamil KOÇ firmasının yayınladığı YOLCULUK dergisinin Ocak/2013 sayısındaki bu başlıklı yazı bende neler çağrıştırdı:

Yazan, Feyza Hepçilingirler. Devrek,Bartın, Bursa ve Ankara günlerimin festival, fuar ve kitap imza-söyleşi günlerinin, Siyahbeyaz--Evrensel gazetelerinin köşe yazılarının sahibi, Türkçe Günlükleri'nin izleyicisi soylu güzel bir insan…

***

Yazıyı şöyle sonlamış Hepçilingirler:''Artık yitirdiğimiz ve bir daha kavuşma olasılığının kalmadığı bu vefa, bu pazarlıksız saygı, çok önemli değil mi?'' Ha, o kitabın içinden bir de mektup çıktı.Ama o bir başka yazının konusudur.

***

Niye yazdım bu yazıyı? İnsanoğlu'nun bir ömrün tamamını geçirdiği evlerin yıkılarak ranta çevrilmesini eleştirmek için. Buna saygısı ve önemi ,özeni kalmayanın insani duygularının körelmesi karşısındaki acizliğimizi anlatmak için yazdım.

***

İnsan vefa duygusunu neden yitirir? Aslında buna verilecek kısa yanıt tam anlamıyla değerbilmezliktir.Günümüzde değerler öylesine aşındırıldı ki;geleneklerin ,göreneklerin hatta adab-ı muaşeret kurallarının geçerliliği kalmadı.Bunda çağımızın hızla değişen koşullarının önemli payı varkuşkusuz.Eski yaşamlara göre -uzay çağını yaşadığımız bir ortamda -değerlerin yozlaşması ve yozlaştırılması önemli bir nedendir...