Prigojin’in ölümü Ukrayna’daki savaşı nasıl etkileyecek?..

Son günlerde en çok sorulan sorulardan biri bu...

İlk bakışta bu olay Rusya açısından olumsuz bir gelişme olarak görülmüştü. Çünkü Prigojin’in kumanda ettiği Wagner güçleri Ukrayna’daki savaşta önemli bir rol oynuyordu ve Wagner’in isyan ederek Moskova’ya yürümesi bu gücün Ukrayna cephesinden çekilmesine yol açmıştı.

***

Ancak savaşlarda yaşanan bu tür olaylar her zaman olumsuz gelişmelere yol açmaz...

Çünkü savaşan bir ordunun kuvveti esas olarak ortak bir hedef etrafında birleşmesinden gelir...

Ukrayna’daki Wagner güçleri ise, özellikle son dönemde, Rusya cephesi içinde birleştirici değil bölücü bir rol oynamaya başlamıştı.

***

Hatırlanacağı üzere Prigojin, Ukrayna savaşında güç kazandıkça bu gücü siyaset alanındaki rakiplerine karşı kullanmış ve sonunda Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu’nun görevden alınması talebiyle isyan ederek Moskova üzerine yürümüştü...

Bu isyan girişimi kısa zamanda fiyaskoyla sonuçlanmış ama Prigojin ve onun yönetimindeki Wagner güçleri, Rusya açısından bir “çıban başı” olmaya devam etmişti.

***

Prigojin’in isyanının tam da Ukrayna’nın uzun süredir planlanan “büyük taarruzu” dönemine denk gelmesi de ilginç bir gelişmeydi...

Olay, o zaman bizim tarihimizdeki “Çerkez Ethem Olayı”na benzetilmişti. Gerçekten iki olay arasındaki benzerlikler dikkat çekicidir...

Bilindiği gibi Çerkez Ethem de işgalci Yunan güçlerine karşı savaşta önemli bir oynayarak güçlenmiş, ama daha sonra bu gücü Mustafa Kemal Paşa yönetimini devirmek amacıyla kullanmıştı. Çerkez Ethem isyanı da Yunan ordusunun o zamana kadar yaptığı en büyük taarruzun hemen öncesine denk gelmişti. Yenilgiye uğrayan Ethem daha sonra Yunanistan ordusu saflarına geçmişti. Başlangıçta bu gelişmelerin Ankara Hükümetinin zayıflamasına ve yıkılmasına yol açacağı düşünülmüş, ama gelişmeler tam tersi sonuçlar vermişti. Bu olaylar sonucunda Ankara yönetimi ve merkezi ordu zayıflamamış güçlenmişti; çünkü milli güçler cephesi bu olaydan sonra ortak bir hedef etrafında birleşmişti.

***

Gelişmeler, Ukrayna cephesinde de Wagner güçlerinin dağılmasının ardından Rus ordusunun zayıflamadığını, aksine etkinliğini artırdığını göstermektedir...

Nitekim, Ukrayna’nın “büyük taarruzu” birkaç küçük köyün yeniden ele geçirilmesinden başka bir sonuç doğurmamış, buna karşılık Ukrayna’nın ödediği bedel çok büyük olmuştur...

Ukrayna ordusunun bu taarruz sırasında yitirdiği insan gücü ve silah stoku onu savaşın ileri aşamalarında onu çok daha olumsuz bir biçimde etkileyecektir.

***

Eski CIA analisti Roy McGovern deYouTube kanalında yaptığı bir röportajda, ABD Başkanı Joe Biden'ın, Zelenski'yi çoktan kaybettiği konusunda uyarması gerektiğini söylemiş ve şu yargıyı dile getirmiştir: “Biden, Zelenski'ye oyunun bittiğini söylemeli, o kaybetti. Ona neredeyse istediği her şeyi verdik ama yine de kaybetti.”

Bir başka CIA analisti Larry Johnson da Dialogue Works adlı YouTube kanalına verdiği demeçte, İngiltere Savunma Bakanlığı istihbarat departmanının “Çalılık alan Ukrayna Silahlı Kuvvetleri'nin taarruzunu engelledi” şeklindeki iddiasının saçmalığı üzerinde durduktan sonra şu espriyi yapmıştır: “Ukrayna'nın başarısını garanti altına almak için ABD'nin çim biçme makinelerinden oluşan bir tugay oluşturmak zorunda olduğunu kim bilebilirdi?”...

Geçtiğimiz günlerde Newsweek dergisinde Ukrayna savaşının gidişi konusunda yayınlanan bir makalede de Ukrayna ordusunun böyle bir harekata hazır olmadığı, Rus ordusunun ise tam tersine taarruza karşı iyi hazırlandığı söylendi. Ukrayna’nın harekatın ilk iki haftasında Batı’nın verdiği teçhizatın beşte birini kaybettiğini kaydeden Newsweek, Rus savunma hattına takılıp kalan Ukrayna ordusunun beklentileri karşılayamadığını belirttikten sonra, “Batı, morali bozuk Rus ordusunun bir çırpıda dağılacağını zannetti fakat bu olmadı.” dedi...

Sonuç olarak Ukrayna’daki savaşın bundan sonraki aşamalarında Rusya’dan çok Ukrayna’nın zorlanacağını söyleyebiliriz.