26 Ağustos ile 30 Ağustos arasında medya organlarında yer alan üç haber, Türkiye'nin ekonomik ve sosyal durumunu gösteren bir projeksiyon cihazı gibiydi...

Birinci haber, 167 ülkenin refah seviyesini ölçen Legatum Enstitüsü'nün yayınladığı 2021 Legatum Refah Endeksi'nde Türkiye'nin kaybettiği irtifa ile ilgiliydi...

Haberin başlığı şöyleydi: 'Türkiye refah sıralamasında 27 basamak geriledi: En ciddi gerileme kişisel özgürlükte.'

12 temel alanda 300 faktör incelenerek hazırlanan 2021 Refah Endeksi'ne göre, Türkiye 2011 yılından bu yana 27 sıra gerileyerek 93'üncü sıraya inmişti...

En büyük gerileme ise Kişisel özgürlükler kategorisindeydi. Bu kategoride Türkiye 167 ülke arasında 154'üncü sıradaydı...

Güvenlik konusunda ise Peru, Umman, Suudi Arabistan, Ürdün, Paraguay ve Namibya gibi ülkelerin gerisinde kalarak 146'ıncı sırada yer almaktaydı.

***

İkinci haber, 'Acı tablo' başlığını taşıyordu...

Haberde, Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC), 2022 yılı Küresel Haklar Endeksi'ne dayanılarak Türkiye'nin 2022 yılında çalışanlar için en kötü 10 ülkeden biri olduğu duyuruluyordu...

Konfederasyonu'nun geleneksel yıllık raporunda yer alan Endeks, 148 ülkede işçi hakları ve çalışma hayatına dair uygulamalara bakılarak hazırlanmıştı...

Türkiye'nin çalışanlar açısından en kötü 10 ülke arasında yer almasının sebebi, grev yasakları, sendikacıların tutuklanması ve sistematik sendika düşmanlığıydı...

Euronews'in aktardığı rapora göre; Türkiye, endekste 'işçi haklarının garanti altında olmadığı ülkeleri içeren 5. grupta yer alıyordu. Bu grupta, Türkiye'nin dışında Irak, İran, Pakistan ve Çin gibi ülkeler bulunuyordu...

ITUC raporunda dünyada yükselen enflasyon ve kötüleşen ekonomik koşullar nedeniyle tüm dünyada 'İşçi haklarının çöküş halinde' olduğu belirtiliyor, Türkiye ile ilgili bölümde ise 'grev yasakları', 'sendikacıların tutuklanması' ve 'sistematik sendika düşmanlığı'na dikkat çekiliyordu.

***

Üçüncü haber, İngiliz Reuters haber ajansı tarafından yayımlanan bir analize dayanıyordu...

Analizde, New York merkezli finansal analiz şirketi S&P Global'in, Türkiye ile birlikte Güney Afrika ve Arjantin'de finansal kurumların borç verme riskini yüksek ya da çok yüksek olarak sınıflandırdığı hatırlatıldıktan sonra Cornell Üniversitesi'nden Ekonomi Profesörü Eswar Prasad'ın, 'FED'in faiz oranlarını artırması ve (oranların) yüksek kalması Sri Lanka ve Türkiye gibi sınırın eşiğindeki ekonomilere hasar verecektir.' sözleri aktarılıyordu... Ekonomist Prasad, bu sözlerin ardından,'İki ile üç yıllık bir zaman diliminde işler zorlaşmaya başlayacaktır...FED'in faizleri uzun süre yüksek tutacağı kesinleşirse baskılar hemen hissedilebilir.' uyarısında bulunuyordu...

Aynı analizde görüşlerine yer verilen New York Üniversitesi Stern İşletme Okulu'ndan Profesör Peter Blair Henry de 'FED için kriz zamanı' dedikten sonra, 'Son 40 yılın güvenilirliği tehlikede, bu nedenle (gelişmiş ülkeler -EG) gelişmekte olan ülkelerde hasara yol açıp açmadığına bakılmadan ne pahasına olursa olsun enflasyonu düşüreceklerdir.' yorumunu yapıyordu...

Bilindiği gibi, Amerikan merkez bankası FED'in son dönemde izlediği faizleri yükseltme politikası Türkiye gibi dolar cinsinden borçlanan bir çok gelişmekte olan ülkenin ithalat maliyetlerini yukarı çekerek borçlanma maliyetlerini yükseltiyor...

Bu da ülkedeki enflasyonu körüklerken gelir dağılımını daha da kötü bir hale getiriyor ve durgunluğa yol açıyor.

***

Üç haberden yaptığımız şu kısa özet, ülkemizde sosyal ve ekonomik koşulların birbirini etkileyerek bozulmaya devam ettiğini gösteriyor...

Enflasyon, hiper enflasyona dönüşüyor; maliyet enflasyonunun artması hem üretici hem de tüketici kesimi etkileyerek durgunluğa yol açıyor; bozulan ekonomik koşullar bir yandan işsizliği artırırken diğer yandan toplumun alt ve üst kesimleri arasındaki gelir farklılıklarını derinleştiriyor...

Meteorolojide üç tür fırtınanın aynı anda aynı bölgede patlak vermesi, en kötü tablo olarak değerlendirilir; böylesi durumlarda gemiler en yakın limana sığınır...

Bu üç haber de ekonomide üç çeşit fırtınanın bir arada yoğunlaşmakta olduğunu gösteriyor.