Atık Yönetimi ve Atıktan Enerji Üreticileri Derneği (TAYED) Başkanı Ali Rıza Öner, İspanya ve Portekiz’de 28 Nisan 2025 tarihinde yaşanan ve ülke genelindeki elektrik kesintisinin sadece teknik bir arıza olmadığını kaydetti. Elektriği üretmenin yetmediği, yönetmek gerektiğine de vurgu yapan Öner, kesintinin aynı zamanda modern elektrik şebekelerinin nasıl çalıştığı, nasıl kırılganlaştığı ve nasıl iyileştirilebileceği açısından önemli bir deneyim olduğunu söyledi.

Kesintiyi değerlendiren Öner, “İspanya’daki kriz, sadece bir üretim kaybı değil, sistemin hazırlıksızlığının sonucudur. Elektrik sistemleri, tek bir arıza ile değil; zincirleme hatalarla çöker. Sistem güvenliği sadece üretimle değil; tahmin kabiliyeti, şebeke yapısı, otomasyon refleksi ve esnek yedekleme sistemiyle sağlanır” dedi.

İspanya’da yaşanan kesintide elektrik talebinin birkaç saniyede 27 bin 500 MW’dan 15 bin MW’a düşmesi ve Portekiz’in tamamı ile İspanya’nın büyük bir kısmının karanlığa gömüldüğünü kaydeden Öner, “İlk değerlendirmeler, güneybatı İspanya’daki güneş santrallerinde ani üretim kaybına işaret etti. Ancak esas sorun; bu ani düşüşü telafi edecek hiçbir yedek sistemin devreye girmemesi ve sistemin kendini toparlayamamasıdır. Türkiye’nin de üyesi olduğu, tüm Avrupa’yı kapsayan ENTSO-E ile şebekeler birbirine bağlıdır; yani ülkeler arasında elektrik ithalat ve ihracatı yapılır. Bu nedenle bir ülkedeki arıza, diğerlerini etkileyebilir ve domino etkisiyle geniş çaplı yıkıma sebep olabilir” yorumu yaptı.

Elektrik Mühendisi ve Enerji Stratejileri Uzmanı olarak, kesintinin nedenlerine ilişkin iki güçlü teknik olasılığa dikkat çeken TAYED Başkanı Öner, şöyle devam etti:

“Olasılık 1: Büyük güneş santralinde ani güç kaybı oldu, sistemde yedek güç yoktu, frekans bozuldu. İspanya’da elektrik üretiminin büyük bölümü yenilenebilir kaynaklara dayanıyor. Ancak doğalgaz, kömür ve nükleer gibi baz yük santrallerinin yetersizliği şebekeyi kırılgan hale getiriyor. Özellikle doğalgaz fiyatlarının artması nedeniyle bu santraller düşük kapasiteyle çalıştırılıyor. Sistem operatörleri, maliyetleri düşürmek amacıyla üretim-tüketim dengesini çok dar toleranslarla yönetiyor. Bu da ani bir üretim kaybında zincirleme çöküşe yol açıyor.

Olasılık 2: SCADA sistemine bağlı yük dağıtım hesabında yazılım hatası. SCADA sistemi üretim ve tüketim verilerini karşılaştırarak otomatik dengeleme yapar. Eğer bu sistem tüketimi doğru tahmin edemediyse veya üretimi fazla gösterdiyse, sistem gerekli yedeği devreye almadı demektir. Bu durumda tüketim üretimi aştı, frekans düştü ve koruma sistemleri ardı ardına devreye girerek kesinti zincirini başlattı.”

TÜRKİYE KARŞILAŞTIRMASI

Değerlendirmelerinde Türkiye ile de kıyaslama yapana Ali Rıza Öner, enerjide sadece büyümeye değil, aynı zamanda esnekliğe ve refleks gücüne de yatırım yapması gerektiğine de vurgu yaparken “Çünkü bir enerji sistemi, kriz anında verdiği tepki kadar güçlüdür” tespitini dile getirdi. Öner’in alternatif enerji kaynağı yatırımları hakkındaki tespitleri de şöyle oldu:

Yenilenebilir enerji güçlüdür, ama dalgalıdır

Güneş ve rüzgar santralleri hava durumuna bağlı çalışır. Güneş ışınımı azalır, rüzgar kesilir; üretim ani şekilde düşebilir. Eğer bu değişim önceden doğru tahmin edilemez ve sistem buna karşı yedekli değilse, frekans bozulur ve zincirleme çöküş başlar. İspanya’da yaşanan da tam olarak budur. Kaynak çeşitliliği önemlidir. Özellikle baz yük olarak adlandırılan termal (doğalgaz, kömür, fuel-oil) santraller, nükleer santraller ile birlikte yenilenebilir enerji kaynakları (rüzgar, güneş, hidroelektrik, biyogaz ve biyokütle santralleri) hibrit bir yapıda birlikte çalıştırılmalıdır.

Jeopolitik gerçek: Gaz pahalı, esneklik zayıf

İspanya’da doğalgaz santrallerinin uzun süredir düşük kapasiteyle çalıştırıldığı biliniyor. Bunun temel nedeni, Rusya–Ukrayna savaşı sonrası Avrupa’da doğalgaz fiyatlarının aşırı artmasıdır. Bu nedenle birçok santral yük almaya hazır değil. Arıza anında yedek güç olmadığı için sistem ‘dondu’.

Türkiye’de benzer bir durum yaşanmaması için, yedek doğalgaz santralleri stratejik bir kaynak olarak değerlendirilmeli ve ekonomik gerekçelerle tamamen devre dışı bırakılmamalıdır.

Depolama yetersizliği sistemi kırılgan hale getirdi

Bugün birçok ülke gibi İspanya da büyük güçte enerji depolama sistemlerini yeterince kurmuş değil. Bu nedenle şebekeler, mikro toleranslarla çalışmak zorunda kalıyor. Ani bir üretim boşluğunda bunu telafi edemiyor. Sistem kendini korumak için otomatik olarak şebekeleri sırayla açıyor. Bu olay, enerji depolamanın sadece geleceğin yatırımı değil, bugünün mecburiyeti olduğunu göstermiştir.

Tek başına büyük santral yetmez: Mikro müdahale şart

Enerji sistemleri sadece büyük barajlar, nükleer tesisler ya da dev gaz santralleriyle güvenli hale gelmez. Bu büyük yapılarla birlikte, şehir şebekesine entegre küçük doğalgaz motorları gibi “hap etkisi” yaratan çözümler de gereklidir. Ani frekans düşüşlerinde bu motorlar 30–60 saniye içinde devreye girerek tüm sistemi stabil tutabilir. Bu motorlar, yerinde üretim sağlar, dağıtık yapıyı güçlendirir ve sistemin refleks hızını artırır.”

TÜRKİYE’NİN YAŞANAN SÜREÇTEN ÇIKARACAĞI DERS

Öner yaşanan elektrik kesintisinin ekonomi üzerinde de ciddi kayıplara yol açtığını hatırlatarak, Türkiye’nin de benzer bir durumda kalmaması için çıkardığı dersler olduğunu belirterek şöyle sıraladı:

“Elektrik üretiminde kaynak çeşitliliği artırılmalı, alternatifler değerlendirilmeli. Doğalgaz kombine çevrim santralleri stratejik rezerv olarak tutulmalı. Şehir bazında küçük gaz motorları dağıtım şebekelerine entegre edilmeli. Yeni nesil nükleer santraller teşvik edilmeli. SCADA sistemleri güncel tutulmalı, siber güvenlik güçlendirilmeli. Şehir bazlı dağıtım şebekeleri "bölgesel ada modu"na geçebilmeli. Yenilenebilir üretim tahminleri meteorolojik verilerle desteklenmeli, yapay zekâ entegre edilmeli. Büyük güneş santralleri çift devre iletim hattı ve çift trafolu sistemle dizayn edilmeli. Frekans destekli batarya sistemleri her bölgede kurulmalı. Yedek kapasite hukuki olarak stratejik rezerv kabul edilmeli. Büyük ölçekli elektrik depolama sistemleri kurulmalı. Pompajlı HES sistemleri hayata geçirilmeli.”

Muhabir: Cemil Cahit Saraçoğlu