Ankara’nın iklimi serttir…
Yazı kavurur, kışı dondurur.
İlkinde gölgelik bir yer ararsın kan-ter içinde, Diğerinde sıcak bir çorbanın hayalini kurarak hoplaya-zıplaya ilerlemeye çalışırsın buz tutmuş yollarda…
Kışı da yazı da zordur Ankara’nın…
Çoklarının favorisidir sonbahar…
Kısa sürer ama soluklanma molası gibidir sonbahar ayları…
Ne terletir, ne dondurur…
Peki, tüm dertler biter mi sonbaharda…
Elbette ki hayır.
Üstelik Ankara’da yaşıyorsan eğer.
Pek çok sorun kapıdadır.
İşte sonbaharla ilgili yağmurdan kaçarken doluya tutulmak sözünü anımsatan bazı örnekler:
Ani Hava Değişimleri
Sabah çok soğuk, öğle vakti sıcak, akşam tekrar soğuk olabilir. Bu durum grip, nezle gibi hastalıklara davetiye çıkarabilir.
Yağmur ve Altyapı Sorunları
Sonbahar yağmurları yolların çamur olmasına veya su baskınlarına yol açabilir.
Ankara'nın bazı bölgelerinde altyapı yetersizliği nedeniyle bu sorunlar daha belirgin olabilir.
Trafik Yoğunluğu
- Okulların açılması, iş trafiğinin artması ve hava şartlarının kötüleşmesi ile birlikte sabah ve akşam saatlerinde trafik ciddi anlamda yoğunlaşır.
Ağaç Yaprakları ve Temizlik
Dökülen yapraklar kaldırımlarda birikerek hem görüntü kirliliği hem de kayma riski yaratabilir.
Belediyelerin temizlik çalışmaları yetersiz kaldığında bu daha da sorunlu hale gelebilir.
Hava Kirliliği
Özellikle soba ve kaloriferlerin yakılmaya başlamasıyla birlikte hava kalitesi düşebilir.
Güneş Işığının Azalması ve Ruh Hali
Güneşin erken batması ve havanın kapalı olması bazı insanlarda mevsimsel depresyon belirtilerine yol açabilir.
Mevsimler değişiyor ama sorunlar pek değişmiyor.
Yine de sonbaharın güzellikleri tartışılmaz.
İnce ince yağan yağmurun altında, vitrinleri seyretmek bile keyif verir insana….
Ne gölgelik bir yer bulma telaşı,
Ne de alev alev yanan bir soba hayali...
Hayat güzel,
Mevsim sonbahar…