İktidarla ana muhalefet partisi arasında yıllardır süregelen bir atışmadır.

Kendini güçlenmiş ya da rakibini güç kaybetmiş gören ana muhalefet partisinin sözcüleri her fırsatta ‘’seçim’’ der inatla, iktidar partisinin yetkilileri ise ‘’zamanı gelince o da olacaktır’’ gibi karşı koyuş sergiler çoğunlukla…

Seçim dönemleri, siyasi parti sözcülerinin birer espri makinası olduğunun da göstergesidir adeta.

Değme mizah ustalarına taş çıkartacak espriler, sandığa gidene dek birbirleriyle yarışır durur.

Seçmene yönelik bol kepçe vaatler de o atışmaların tuzu biberi olur. Mizahi atışmalar aslında tansiyonu düşürücü bir rol oynar.

Sandığa giden yol kısaldıkça siyasi parti sözcülerinin ‘’aşık atışmalarına’’ benzer sataşmaları ve tebessüm ettiren vaatleri basına da malzeme olur.

Öyle uçuk-kaçık vaatler vardır ki fıkra konusu gibidir. Kimi on bin uçak üretecek fabrika yapmaktan dem vurur, kimi emekli maaşlarını beş kat artıracağını söyler, kimileri de herkese bir ev, bir de araba vermekten söz eder.

Dinleyenlerin çoğu da bilir kürsüdekinin gaza gelip de üfürdüğünü. Bilir ama renk vermez. Kulağa gelen hoşluk bile yeterlidir onun için.

Seçim alanlarında söylenen vaatlerin onda biri yerine getirilse ülkenin geldiği nokta, ‘’gelişmiş’’ diye adlandırılan ülkeleri bile kıskançlıktan çatır çatır çatlatırdı yeminle.

Çoğu inandırıcı olmasa da keyiflidir seçim nutuklarını dinlemek.

En azından kısa süreli de olsa gülmeye olan hasreti sonlandırır. Muhalif yüzlerde bile gizlenemez bir tebessüm oluşturur.

Şimdilerde muhalif kanattan arada bir ‘’seçim’’ çağrıları yükseliyor.

Anketler, ana muhalefet partisini ilk sırada gösteriyor ya…

Doğaldır.

İktidar ise kulaklarını tıkamış.

O kanat da dünyanın en gelişmiş ülkeleri arasında yer almaktan dem vuruyor.

Gariban takımı mı?

Onlar da kapılmış bir rüzgara gülmekle ağlamak arası savrulup duruyor.