Konu ‘sanat’ olunca Atatürk’ün bu alandaki yoğun anlamlar içeren şu sözünü hatırlayarak başlayalım:‘‘Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş olur.Bir millet ki resim yapmaz,bir millet ki heykel yapmaz,bir millet ki fennin gerektirdiği şeyleri yapmaz;itiraf etmeli ki o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur.Bir milletin sanat yeteneği güzel sanatlara verdiği değerle ölçülür.’’
***
Sanat ve edebiyat toplumun aynası ise, biz bu aynaya bakmaktan niye korkuyoruz?Bu aynadan yansıyanlar,bizi gelecekteki felaketlerin, ya da yaşamakta olduğumuz sürecin yıkıcılığını en belirgin biçimde ortaya koyar diye düşünüyorum.
*
Bir taraftan eski ustaların unutturulma çabalarını da aktarmalıyım:Hangi genç yazar, ya da şair bir Necatigil’i, bir Sait Faik’i, bir Yakup Kadri’yi yazabilecek kadar iyi tanıyor? Bırakalım bunları, hangi yaşayan yazar-şair-romancı ile ustalık ve yönlendirme konusunda bilgi sahibi olarak günümüz edebiyatı hakkında derinliğine değerlendirme yapabilir?Ne diyordu şair ‘‘Fikir sahibi olmadan bilgi sahibi olunmaz.’’
***
Örneğin Ahmet Altan’ın, Orhan Pamuk’un kitapları hep tartışma konusu yapılıyorsa, bunun edebiyatı aşan yanı pazarlama ve satış kaygısı değil mi? Reklamın kötüsü olur mu? Hatta, bir yazar kendi reklamını yapabilir mi? Bırakalım da, bunlara okurlar, kitap ve sanatseverler karar versin değil mi? Düzey tartışmaları ise milli eğitim ve kültür politikalarıyla, sistem ve yapısıyla ilgili.Dahası da siyasal ve ideolojik boyutlu.Soruna böyle de yaklaşmak gerekiyor.
*
Bugün değişen dünyada,kendimize has özellikleri kaybetmeden,çağına uygun yenilikçi ilerici kültürel özellikleri de koruyarak sanatın- edebiyatın her alanında ,dünya ölçeğinde başarıları olan bir ülkeyiz.Ülkemizde her şeyde olduğu gibi sanatta da görünür bir yozlaşma var.Sanatçıların çoğu öz benliklerini kaybetti.Bunda ülkeyi yönetenlerin sanat ve edebiyata bakışındaki yaklaşımın büyük payı var.
***
Buradan dergilere de değinmeden geçemeyeceğim Abartı sayılmazsa, ülkemizde çeşitli amaç ve türde, kurum-kuruluş-kişisel yayınlanan dergilerin (sanat edebiyat bağlamında) binin üzerinde olduğunu düşünüyorum.Bunların en çok bilinenleri medya kanallarının da desteklediği köklü beş- altı dergi. Anadolu’da ise düzeyli-düzeysiz,düzenli-düzensiz diye nitelenen ve çok azı okura ulaşan dergiler de var.Çoğu TV kanallarında boy gösteriyor bu işlerden karınlarını doyuruyorlar.Ve sanki bu dergiler, kötü ürünler basmak için çıkarılıyor.Örneğin şair Ali Yüce’nin şiirinin bulunduğu sayfada şiir yazdığını sanan birinin şiirinin yayımlanması, bir yozlaşma ve yozlaştırma sorunu değil mi?
***
Kültür Bakanlığı’nı 1971’de kurduk.Ne var ki her gelen iktidar kültürün yanına turizmi de ekledi.Eğitim ve kültür politikaları iktidarların amaçlarına hizmet eden bir konuma getirildi.Aslında böylelikle kültür ve sanat bizi bize anlatmaktan vazgeçiren bir düzeye indirgendi…