İktidar ne derse desin, içeride pek çok gerçek hasıraltı edilsin bizi en iyi yabancılar çözüyor. Örnek mi, geçen günlerde açıklanan AB raporu ortada... Başarısızlıklarla dolu bir karneymiş. Şuradan belli ki: 'Eleştiride cömert övgüde cimri'ymişiz. Ayrıntıya girmeyi gerektirmeyecek net bir açıklama bu. Bütün iktidarlar muhalefetten geldi bu ülkede. AKP de öyle, Özal'ın ANAVATAN'ı gibi. Umutlarımız ne yazık ki kursağımızda kaldı. AKP Tayyip Erdoğan'ın partisi oldu. ANAVATAN ise yok şimdi.

***
'Çok güzel şeyler olacak, göreceksiniz' denmişti. Son seçimde, 'Aynı bağın gülüyüz' demişti dönemin Başbakanı. Kendileri için dikensiz gül bahçesine çevirdiler ülkeyi altta kalanların canı çıksın kalan sağlar bize yeter misali doludizgin yollarına devam ediyorlar. Şakşakçıları, yandaşları, rantçıları gül döküyor yollarına. Kısacası milletle alay ediyorlar ama bu millete az bile bunlar.
Hiçbir iktidar sonsuz değildir. Aslolan iktidarın nasıl sona ereceğidir. Buna kararı da ancak halk verir. Ama halk o kadar yoksullaştırıldı, biat ettirildi ki; mecali kalmadı. Seçimlerdeki baraj %7'ye indi ama sonuç değişmeyecek Yeni bir Anayasa'yla bunun sıfıra indirilmesi seçim adaletine uygun düşecek., 2023 seçimleri sonrasında yine bir iktidar var olacak elbet. Ama o zaman nasıl bir Türkiye olacağımızın da işaretleri de şimdiden olmalı. Muhalefet bunu kanıtlayacak sağlam argümanları sahada cesaretle ortaya koyabilmelidir. Böylece samimiyetler de test edilmiş olacaktır.

***
OECD raporu bakın biz Türkler için ne diyor? 'Türkler mutsuz; çünkü çok çalışıyor, az kazanıyor, yüksek vergi ödüyor.' Bu da mı yalan? Bu yetmiyormuş gibi Sayıştay yıllar sonra: 'Milletvekillerine maaşlarından fazla ödeme yapıldı' diyerek uyarıyor. Milletin vekilleri bunu yaparsa, vatandaşın yaptıklarına ne diyebiliriz?

80 yıllık Cumhuriyet kazanımlarını yok sayan onları bir bir ortadan kaldıran son 20 yılda yaptıklarıyla, yapacaklarıyla da övünen iktidarı baş tacı edenler; şapkayı önlerine koyup bir düşünsünler diye yazıyorum bunları. Elbette değişime, gelişime, dönüşüme gerek var. Ama böylesine bir çılgınlık, yılgınlık, bıkkınlık yaşamamıştık o yıllarda bile. Üstümüze ölü toprağı serptiler sanki! Gerçek demokrasilerde halk her şeydir. Eğer, TBMM salonunda yazıldığı gibi, 'Egemenlik bağımsız ve koşulsuz ulusun ise' bu ulus egemenliğini bir partiye devretmediğini kanıtlamalıdır. Bunu yapamadığı sürece de değişen bir şey olmayacaktır. Bunun için önünde bir anayasa fırsatı vardır. Ancak seçim kararı alınmışken bu fırsat seçim sonuna kalacaktır. Siyasi Partiler ve Seçim Yasaları değişmeden yapılacak bir anayasanın referanduma sunulmasının da bir yararı olmayacaktır. 2023 seçimi Türkiye'de temel bir değişim yaşandığını ortaya koyacaktır. Ülke değişiyor, halk değişiyor, egemen çevreler değişiyor, sermaye değişiyor, medya değişiyor, devlet kurumları değişiyor. Bir anlamda adı konmamış bir altüst oluşun tam göbeğindeyiz. Bu fırtına seçimden ya da partilerden daha da önemli… Önümüzdeki yıllar Türkiye'nin yapısal değişimlerinin tartışılacağı yıllar olacak. Bu nedenle ülke için kolay bir dönem de olmayacaktır.'