Müjdelerle dolu bir yaşam…
İlk müjde doğumla başlıyor…
Sonrasında çeşitli vesilelerle yaşam boyu sürüyor…
''Müjdeler olsun, nur topu gibi bir oğlunuz-kızınız oldu''
''Müjdeler olsun ilk dişi çıktı.''
Yaşam devam ettikçe müjdeler de peşi sıra geliyor:
''Müjdeler olsun, istediği üniversiteyi kazandı''
''Müjde, senin takım tur atladı''
Hayatın her evresinde yeri vardır müjdenin…
Son nefes tükeninceye kadar…
İlk müjdeye neden olan minikler de büyüyüp, aklı ermeye başlayınca müjdeli yaşamın içinde bulurlar kendilerini…
''Karne hediyesi cep harçlığı''
''Mutluluktan uçuracak giysiler''
''Bisiklet. Hem de 8 vitesli''
''Keseye göre tatil. Artık Uludağ mı olur, Bodrum mu tercih sizin''
Ne var ki, günümüzde müjdeler bir tuhaflaştı…
Anlaşılmaz bir hal aldı…
Mutluluk vermemeye başladı…
Aksine zaten kırıntısı kalmış mutluluklara da limon sıktı…
Örneğin ardı arkası kesilmeyen zam haberleri…
Şimdi ''mutluluk, zam haberinin neresinde?'' diye peşin hükme kapılanlar olacaktır.
Ama, işin rengi öyle değil işte…
Örneğin elektrik fiyatları…
Önceden bir balon atın ortaya, ''Yüzde 25 zamlanıyormuş'' diye…
Sonra da yüzde 10'lar civarında bir zam yapın. Bakın neler oluyor?
''Müjde, yüzde 10'la kurtulduk'' diyenler mi?
Teselliyi ''ya denildiği gibi yüzde 25 olsaydı'' kılıfında arayanlar mı?
Bin bir hayalle aldığı piyango biletine amorti çıktığını görünce ''Bu da müjde sayılır. En azından paramızı kurtardık'' mutluluğuna kapılanlar mı?
Kazanma azmiyle sahaya çıkan taraftarı olduğu takımın soyunma odasına 5 farklı yenilgiyle döndüğünü öğrenen taraftarın, müjdeli haber almış gibi ''Yine iyi. Çok eksiği vardır takımın'' mazeretiyle hüsranını kamufle etmeye çalıştığı yapmacıklı halleri mi?
Zaman değişti…
Yönetenler değişti…
Müjdeler de…
Çocukluk günlerini arıyor insan…
Müjdelerin müjde olduğu günleri…