Dünya kupası elemelerinde muhteşem başlangıçtan sonra adeta bir çöküş yaşayan milli takımımızın bir yıl sonra UEFA Uluslar C Ligi 1.gruptaki ilk 4 karşılaşmasında gol yemeden 4'de 4 yaptıktan sonra son 2 maçındaki kötü sonuçlarıyla geldiği ve pekte alışık olduğumuz 'Kelle isteriz' durumuyla ile adeta Déjà vu olduk.
Peki nasıl bu duruma geldik?
Deneyimli hoca Şenol Güneş ile Mart 2021'de Katar'da yapılacak Dünya kupası elemelerine öyle hızlı bir başlangıç yaptık ki eteklerimiz adeta zil çalmıştı. Öyle ya grubun iddialı ekiplerinden Hollanda'yı İstanbul'da 4-2, Norveç'i de deplasmanda 3-0 yenmiştik. 3 gün sora da (30 Mart 2021) Letonya ile 3-3 berabere kalınca 'Bu da nazar boncuğumuz olsun' demiştik. Bunun telafi edeceğimizi umduğumuz Eylül ayı, sahamızda 2-2'lik Karadağ beraberliği ile felaket habercisi gibiydi. Cebelitarık'ı 3-0 yendik ama Hollanda maçı ise tam bir faciaydı… Sonuç 6-1 idi ve bize eskiden yaşadığımız o kötü günleri hatırlatıyordu.
Sonuçta; Şenol Hoca eleştirilere dayanamadı ve gitti. Yerine Alman ekolüyle yetişmiş Hamit Altıntop'un önerip kefil olduğu Stefan Kuntz getirildi. Her kan değişimi takıma bir ayrı hava verir ya, Şenol Güneş dönemindeki bizim çocuklarımız, Alman hoca ile farklı bir kimliğe dönüştü. Norveç ile 1-1 beraberlik iyiye gidişin başlangıcı ve büyük moral oldu. Bize evimizde çelme takan Letonya ve Karadağ'ı aynı sonuçlarla 2-1, Cebelitarık'ı da -6-0 yenerek, 23 puanlı Hollanda'nın ardından 21 puanla 2'nci sırayı elde ederek play-off oynama hakkını elde ettik.
Portekiz oynadığımız play-off maçı, bizim için tam anlamıyla bir trajedi gibi geçti. İlk yarıyı 2-0 geride kapatan Bizim Çocuklar, 2.yarıda adeta coştu. Burak Yılmaz maçın kaderini tayin eden isim oldu. 65'te skoru 2-1 yapan Kaptan Burak, 85'de kazandığımız penaltıyı ise kaçırarak Türkiye'nin Dünya Kupası hayallerine son verdi. Büyük moral bozukluğu yaşayan millilerimiz 90+4'te de bir gol daha yiyerek sahadan 3-1 yenik ayrıldı.
Hayallerimiz suya düşmüştü ama Kuntz'un yıldızı parlamıştı… Gözler, C ligine düştüğümüz UEFA Uluslar Liginde yeniden B ligine yükselme ve 2024'te Almanya'da yapılacak Dünya Kupası elemelerine çevrildi.
Allah'tan bizim klasımızda ve klasmanımızda olmayan Faroe Adaları, Litvanya ve Lüksemburg gibi takımlarının bulunduğu 'yeme de yanında yat' cinsinden bir gruba düşmüştük. Haziran ayında yaptığımız 4 mücadelede Faroe Adalarını 4-0, deplasmanda Litvanya'yı 6-0 ve Lüksemburg'u da 2-0, sahamızda yine Litvanya'yı 2-0 yenerken, hiç gol yemeden 14 gol atıp 12 puana ulaşmıştık. Geriye Lüksemburg ve deplasmandaki Faroe Adaları kalmıştı. Yani bu 2 müsabakadan alacağım 1 puan bile bize B ligine yükselmemizi sağlayacaktı.
Nitekim de sadece 1 puan alabildik… İstanbul'da oynadığımız ve ancak 87.dakikada 3-3 beraberliği sağlayabildiğimiz Lüksemburg maçı bize yolu açtı. Stefan Kuntz, maçı, 'sadece yumruk yedik' diye değerlendirirken, Faroe Adaları karşısında ise gerçekten Alman hocanın benzetmesiyle de 'nakavt' olduk.
Aslında Teknik Direktörümüz Kuntz ile onu göreve getiren Milli Takımlar Sorumlumuz Hamit Altıntop'un bu kötü futbol ve sonuçlar için gerçekten haklı gerekçeleri de vardı. Bizim çocuklardan bel bağladığımız gurbetçilerden Hakan Çalhanoğlu sakatlık, Çağlar Söyüncü, Merih Demiral, Rıdvan Cengiz Ünder ile Kaan Ayhan gibi isimlerin kulüpleriyle yaşadıkları problemler yüzünden bu sezon yeterince süre almamaları bizim için handikaptı. Bunlara uyum sorunu yaşayan ve formsuzluk nedeniyle problem yaşayan birkaç futbolcuyu daha eklersek 10-11 sayıya ulaşabiliriz.
Ama üst düzey hiçbir tecrübesi olmadan milli takımın başına getirilen ve başlangıçta alınan sonuçlar yüzünden bugüne kadar sümen altına sokulan Kuntz ile ilgili gerçek duygular bir anda ortaya çıktı.
Şu anda 'istemezük' diye aleyhteki her ayrıntıyı değerlendiren medyamız ile ona sahiplenen ve sorumluluğu üstlenen arasından oldukça sert geçen bir mücadele var…
Bakalım bizim medya, tıpkı Şenol Hoca olayında olduğu gibi, Kuntz'un da kellesini almayı başarabilecek mi?
Merak ve heyecanla bekliyoruz.