Gazetecilere sektörel değerlendirmede bulunan Yılmaz, Türkiye’nin madencilik potansiyelini iyi değerlendirmesi gerektiğine vurgu yaptı. Sektörün GSYH içindeki payının Rusya’da yüzde 14, Çin’de yüzde 13, ABD’de yüzde 4.5, Kanada’da yüzde 7.5 olduğuna dikkat çeken Yılmaz, bu oranın Türkiye’de yüzde 1.5’te kaldığını, bunun yüzde 2’ye çıkarılmasını hedeflediklerini aktardı.

Özellikle bor, mermer gibi ürünlerde Türkiye’nin önemli potansiyele sahip olduğunu belirten Yılmaz, katma değerli üretim yetersizliği nedeniyle bor, krom gibi birçok madenin ham olarak ihraç edildiğini, bu döngüyü kırmak için işleme ve rafinasyon yatırımlarının kritik olduğunu vurguladı. Yılmaz, özellikle elektrikli araç bataryaları, rüzgar türbinleri, güneş panelleri gibi teknolojilerin daha fazla mineral gerektirdiğini; lityum, kobalt ve nikelin elektrikli araç bataryaları için vazgeçilmez olduğunu anlattı.

Sadece 2023 yılında 30 milyar dolarlık altın ithalatı gerçekleştirildiğini hatırlatan Yılmaz, bu tarihten itibaren ithalata kota getirilmesiyle birlikte, cari açıkta düşüş yaşandığını, ancak oluşan 5 bin dolarlık fark nedeniyle kayıt dışı girişlerin arttığını vurguladı. Yılmaz kota uygulamasıyla birlikte mücevher ithalatının da arttığını söyledi. Türkiye’de bugüne kadar 520.5 ton altın üretildiğini ve 461 milyar dolar büyüklüğünde 6 bin tona yakın altının ekonomiye kazandırılmayı beklediğini dile getirdi.

Muhabir: Cemil Cahit SARAÇOĞLU