UEFA 2024 Avrupa Şampiyonası elemeleri D grubunda mücadele eden A Milli Futbol takımımız, dördüncü maçında Galler’i 2-0 ile geçmeyi başardı.
Bir kere D grubunda finallere katılma yönündeki en büyük rakibimiz olan Galler maçı bizim açımızdan son derece önemliydi. Hele Letonya deplasmanında son saniyelerde galip gelmemize rağmen sergilediğimiz futboldan sonra bu maçtan alınacak sonuca daha fazla anlam yükledik. Öyle ya puan veya puanlar kaybımız halinde Alman Teknik Direktör Stefan Kuntz’un Eylül- Ekim’de yapacağımız Ermenistan, Hırvatistan (D) ve Letonya maçları beklenmeden gönderilmesi kesin bir karar olarak görünüyordu. Çünkü Letonya’daki özellikle savunma zaafları açısından sergilediğimiz futbol, anti Kuntz’cuların ekmeğine adeta yağ sürmüştü.
Ne takımdaki Cenk Tosun, Enes Ünal, Çağlar Söyüncü gibi çok önemli eksiklikler ne de her zaman bize ters gelen Letonya’nın 90+4’te attıkları beraberlik golüne 1 dakika 15 saniye sonra hemen tepki verebilen milli takım oyuncularımız, belki de bize finallerin kapısını aralayabilecek bu çok önemli galibiyetin Kuntz’a zehir olmasını engelleyemedi.
Tüm umutlarını tam 27 yıl sonra milli maç oynanacak olan Samsun’daki Galler maçına saklayan anti Kuntz’cuların hevesi yine kursaklarında kaldı. Finaller yolundaki en büyük rakip gördüğümüz Galler karşısındaki milliler, takımın tüm yükünü sırtlayan kaptan Hakan Çalhanoğlu’nun yükünü hafifletecek ve güçlendirecek bir orta saha üzerinde yoğunlaştırılmıştı. Temel amaç rakibi kaleye doğru getirmemekti. Bunda önde basarak rakibe pozisyon verdirmeyerek başarılı olduk. Maç boyunca Galler kalemize ancak 1’ isabetli 4 şut çekebildi. Tabi bunda konuk ekibin 41’inci dakikadan sonra 10 kişi oynamasının rolü vardı.
Sonuçta UEFA Uluslar Ligindeki finallerde penaltı atışları sonucunda şampiyonluğu kaybeden Hırvatistan’ın 2 maçta kaldığı grubumuzda Millilerimiz, 4 maçta 9 puan yaparak, rakip olarak bellediğimiz Galler’e 5 puan fark atmış oldu. Ermenistan, Galler’den sonra Letonya’yı da devirerek hiç hesapta yokken oynadığı 3 karşılaşmadan 6 puan toplayınca, 8 Eylül’de evimizde oynayacağımız maç, bizim açımızdan neredeyse düğümü çözecek konuma yükseldi.
Ama Galler galibiyeti, A Millîlerimizin gruptan çıkma umudunu sürdürmesini sağlaması kadar, Teknik Direktör Stefan Kuntz’un da gitmesini isteyenler karşısında elini güçlendirdi. Bu durum, Alman teknik adamı maçtan sonra göreve devam edip etmeyeceği konusundaki soruya da “Seneye haziran ayına kadar kontratım var” diyebilmeme özgüvenine de ulaştırmış oldu. TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi ise aynı soruya da “Kuntz’u göreve ben getirmedim, seçimden sonra değerlendirme yapacağız” gibi her tarafa çekilebilecek elastikiyetteki açıklamada bulunurken, bir gün sonra basın mensuplarıyla bir araya geldiğinde de “Bazı konularda biraz sabretmek lazım. Kuntz konusunda işler istediğimiz gibi olursa devam ederiz” şeklinde daha politik davranarak, Eylül- Ekim’deki maçları işaret etti.
Sonuçta her şekilde bu işten Kuntz karlı çıkacak. Kazanmaya devam ederse görevde kalarak, kaybederse de tazminatını alarak mutlu olacak. Ne de olsa profesyonel insanlar…
GELECEĞİN 10 NUMARASI
Maça girdikten sonra ofans anlamında takıma verdiği katkı kadar attığı golle de gönüllerde bir kez daha taht kuran Arda Güler, hakkındaki en iyi ve anlamlı değerlendirmeyi Milli takım kaptanımız Hakan Çalhanoğlu yaptı.
Arda ile birlikte canlı yayına katılan kaptan, “Önce geleceğin 10 numarasından başlayalım” sözü ile genç meslektaşına verdiği değeri göstermiş oldu hatta daha da ileri giderek geleceğin takım kaptanlığını da şimdiden belirledi.
Hakan Çalhanoğlu, zamanında Arda ve Emre ağabeylerinin kendisine “geleceğin kaptanı olacaksın” dediklerini söyleyerek, “Bir gün biz de bırakacağız, takım Arda’ya emanet olacak. Çok büyük yetenek, Allah’ım onu nazarlardan korusun” şeklinde görüşlerini belirtti.