Kadın Voleybolu bugün geldiği noktada Türk milletinin gurur kaynağı oldu.

Sadece Avrupa'da değil Dünya'da da üst düzey ülkeler sayıldığında artık Türkiye'nin adı mutlaka ilk 5 veya 6takım arasında sayılıyor.

Mayıs sonu-Haziran aylarında İtalya'da yapılan Milletler Liginde dünyanın elit 16 milli takımlarının yer aldığı ve ilk 4'e kalmak için yapılan 15'er maçta Millilerimiz 11 galibiyet aldı. Yendiğimiz takımlar arasında bakın kimler var: Sırbistan, İtalya (hem de kendi evinde) Çin, Rusya, G. Kore, Polonya, Kanada, Almanya, Tayland, Belçika ve Hollanda.

16 takımlı grupta yenildiğimiz ülkeler ise ABD, Brezilya, Japonya ve Dominik Cumhuriyeti. Final-four'da yine ABD'ye yenilerek 3.lük maçına kaldık. Bu karşılaşmada da elemelerde yenildiğimiz Japonya'yı 3-0 geçerek bronz madalya aldık.

2012'de takım sporlarında Londra Olimpiyat Oyunlarına vize alarak tarihe geçen Kadın Voleybol Millilerimiz, 9.sırada yer almıştı. Tokyo 2020'ye de bilet alan Milli voleybolcularımız, 'Ölüm Grubu'olarak adlandırılan grupta ABD, Çin, İtalya, Rusya Arjantin ile mücadele etti. Son olimpiyat şampiyonu Çin, Dünya şampiyonu Rusya ve Arjantin'i yendi, ABD'ye 3-2, İtalya'ya 3-1 da yenildi. Grubu 3.biterek çeyrek final çıktı. Milletler liginde kolay geçtiğimiz G.Kore'ye karşı 2-1 öne geçtiğimiz halde 3-2 kaybederek en iyi puana sahip oluğumuz için Tokyo'yu 5.sırada bitirdik.

Hemen akabinde yani 18 Ağustos- 4 Eylül tarihleri arasında 4 ayrı ülkede yapılan son Avrupa şampiyonası başladı. Son şampiyona 2019'da ülkemizde yapılmış ve biz finalde Sırbistan'a kaybedip gümüş madalyada kalmıştık. 2020'de pandemi nedeniyle yapılamamıştı. Bizim amacımızda ev sahibi ülkelerden biri olan Sırbistan'la finalde karşılaşıp rövanşı almaktı. Ancak fikstür gereği 3 ayrı ülkede maçlarımızı yapacaktık. Maç yorgunluğuna bir de seyahat yorgunluğu eklenecekti.

A Millilerimiz Romanya'da yaptığı grup maçlarında fırtına gibi esti. Romanya, Ukrayna, İsveç, Finlandiya ve Hollanda'nın yer aldığı grubumuzda 5'te 5 yaptık sadece Romanya'ya 1 set vererek grup birincisi olduk.

Son 16 turu ve Çeyrek final maçları için Bulgaristan'In Filibe kentine gittik. Burada Çekya'yı 3-1'le geçerek çeyrek finale çıktık. Güçlü Polonya'yı da 3-0 yenerek yarı finalist olduk.

Son durağımız Belgrad oldu. Finalde karşımızda bulmayı umduğumuz Sırbistan'la yarı finalde rakip olduk. Umutluyduk buraya kadar 7'de 7 galibiyetle gelmiştik. Üstelik puan kaybetmeden sadece 2 set verdik. Ama sporda yenmek de var yenilmekte… Maalesef Boskovic'i durduramadık. 3.lük maçında Hollanda rakibimiz oldu ve onu 2.kez geçerek, bronz madalyanın sahibi olduk.

Biz gerçekten ülke olarak kadın voleybolcularımızla gurur duyuyoruz. Onları alkışlıyor ve bağrımıza basıyoruz. Bunu Romanya'nın Cluj, Bulgaristan'ın Filibe ve Sırbistan'ın Belgrad kentlerinde takımlarımızı yalnız bırakmamakla kanıtladık

Bir tek sevimsiz bir olay yaşandı. O da Bulgaristan'da Polonya'yı geçerek yarıfinalist olduğumuz maç sonunda, A Milli kadın voleybolcularımız galibiyet sevincini seyircilerle İzmir Marşını birlikte söyleyerek kutlarken yayıncı kuruluş TRT'nin yayını kestiği iddiaları bir anda sosyal medyada gündem oldu ve ardından da muhalefet partilerinin çok sert tepkileri geldi.

TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı yazılı bir açıklamayla olayın tamamen maçın resmi yayıncısından kaynaklandığını, resmi grafiklerin ekrana getirilmesi sırasında İzmir Marşı da alt ses olarak ekrana yansıtıldığını belirterek, 'Atatürk ve değerlerimiz hepimizin ortak paydasıdır ve kimsenin tekelinde değildir.' şeklinde yanıt verdi.

Ulu Önder Atatürk elbetteki hepimizin ortak paydasıdır… Ve inanın ki O'nun değerini en çok bilenlerin başında da Türk kadınları gelmektedir. Çünkü Taliban gerçeğini yaşadığımız günümüzde, voleybolcu kadınlarımız ve kızlarımız, bugün sahip oldukları haklarını, özgürlüklerini Atatürk sayesinde elde ettiklerinin duygusunu yüreklerinde taşıyorlar.

Ülkemizin her kesimine o kadar büyük kazanımlar sağlayan Atatürk'e olan sevgimizi, içimizden hiçbir güç söküp atamaz.