Seçim, YSK, 31 Mart, 23 Haziran… Derken seçim oyalamaları ile ekonomiyi görmezden gelerek, ha bire sanal gündemler ile milleti oyalama dönemi de bitti… Öyle zillet diyerek, Sisi diyerek, Pontus diyerek, milleti ayrıştırarak yol alınamayacağı açık ve net görüldü… Milletçe ve de ilgililerce!

Aslolanın birlik, beraberlik, demokrasi ve de geçim olduğu 800 bini aşan oy farkıyla anladık! Üstelik olabildiğince eşit olmayan koşullarda yapılan seçimin sonucu, iktidarın aleyhine açık ara fark ile sonuçlanmış oldu… Yani artık mevcut iktidarın ekonomiye dair bir bahanesi kalmamış olması gerek diye düşünüyoruz… Tek seçenek ekonomi için yapılması gerekenleri hızlıca yapmaya başlamak…

Yani geçim dönemini başlatmak dışında, mevcut iktidarın çıkış noktası diye bir alternatif tümüyle ortadan kalkmıştır… Başka türlü milletin yeniden AKP çatısını adres olarak görmesi hayalci bir yaklaşımdan öteye gidemeyecektir…

Amma velakin, iktidarın gidişatı pek de İstanbul seçim sonuçlarını ders almış gibi değil… Biz, ekonominin elini yüzünü birbirine karıştıran Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ve tarımın dibine kadar dışa bağımlı hale gelmesine önemli katkı sunan tarihe geçecek Tarım ve Orman Bakanlarından Bekir Pakdemirli başta olmak üzere kabinede bir revizyon beklerken, tercih zamlardan yana oldu… Seçim ertesi motorine 23 kuruş zam… Çaya yüzde 15 zam… Şekere yüzde 16 zam… Üstelik de yine orta ve alt gelir gruplarını ciddi anlamda etkileyecek iki kalem, zammın baş aktörlerinden… TÜRKŞEKER ve ÇAYKUR'un zam gerekçesi artan maliyetlermiş! Çayın maliyetlerini artıran durum acaba seçimde oy peşinde koşarken, milletin kafasına bol keseden atılan çay poşetleri olabilir mi? Daha nice bol keseden yapılan seçim harcamaları…

Dolar, euro ve altın yine yukarı doğru çıkışını sürdürürken, Merkez Bankası'nın bağımsızlığına yönelik hamlelerin olabileceği konuşulurken… Ki, bu bağlamda duyumlar kamuoyunda yayılmaya çoktan başladı bile… Umarız daha fazla gözü karalık yaparak böyle bir girişimde bulunulmaz!

Zamlara paralel, seçilen belediye başkanlarının önünü kesmek için de mevcut iktidarın hamleleri bir yandan sürüyor… Halk Ekmek gibi belediye şirketlerinin belirlenen yeni yöneticilerinin tescili ile ilgili yetkisi bulunan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) gibi kurumların ki Anadolu sermayesinin ciddi temsili olan bir çatı örgütünün, bu işin baş aktörü durumuna getirilmesi… Çok vahim gelişmeler…

Ekonomide tam bir çıkmaz içerisindeyken, kaynak için fabrikalar satılırken, emekli beklerken, işsizlik tam gaz tırmanırken özellikle 25 Haziran tarihli bir kararı kamuoyunun dikkatine sunmakta da fayda var!

25/06/2019 Tarihli ve 1203 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı'nın Eki diyor ki;

'Türkiye Maarif Vakfı'na kaynak aktarılması… Kararın amacı; Yurtdışında insanlığın ortak birikim ve değerlerini esas alarak örgün ve yaygın eğitim hizmetleri vermek ve geliştirmek amacıyla okul öncesi eğitimden üniversite eğitimine kadar tüm eğitim süreçlerinde burslar vermek, okullar eğitim kurumları ve yurtlar gibi tesisler açmak, yurt içi de dahil olmak üzere bu kurumlarda görev alabilecek eğitmenleri yetiştirmek, bilimsel araştırmalar ve araştırma geliştirme çalışmaları yapmak yayınlar yapmak ve metodlar geliştirmek ve faaliyet gösterdiği ülkenin mevzuatına uygun diğer eğitim faaliyetlerini yürütmek için 17.6.2016 tarihli ve 6721 sayılı kanunla kurulan Türkiye Maarif Vakfına genel bütçeden ve ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından aktarılacak kaynak tutarının belirlenmesidir.'

Ne diyelim; Herkesin önceliği farklı!