Ağız alışkanlığı mı dersiniz,

Saygı ifadesi mi?

Ya da her ikisi birden mi?

Ankaralıların dilinden düşmeyen bir hitap sözcüğü vardır:

'Hocam'

Adres sormak amacıyla yanına yaklaştığınız birine, bu derdinizi anlatmak için 'Hocam' diye başlarsınız söze.

Ya da alış-veriş için girdiğiniz mağazada, giysi seçimi yaparken, satış elemanına yönelteceğiniz bir soru cümlesi çoklukla, 'Hocam' diye başlar.

Satış elemanları da farklı ürünlerden göstermek istediğinde ya da beğeninize sunduğu malın özellikleri hakkında bilgi vermek istediğinde size 'Hocam' diye hitap eder.

Kadınlar pek kullanmaz bu sözcüğü ama özellikle mağazalarda, alış-veriş merkezlerinde satış elemanlarının kadınlara yönelik hitabı da böyledir.

Gençler arasında da moda sözcüktür;

'Hocam aşağı, hocam yukarı'

Kente yabancı bir kişi, günde en az beş-altı kez bu hitap şekline tanık olduğunda, biraz da şaşkın 'Buralarda ne çok öğretmen varmış' diye düşünmekten kendini alamaz.

Eskiye dair pek çok alışkanlık zaman içinde yok oldu.

Bir tek o alışkanlık değişmedi.

Güleç yüzlü selamlaşmalar.

Yardımlaşmalar.

Vefa duygusu.

Birer birer eksildi.

Kentin yitirilen güzellikleriyle yarış eder oldu dostluklar.

Geride bir tek 'Hocam' kaldı.

Sıcak ve samimi

O hiç değişmese

Yıllar geçse de aradan

Birileri 'hocam' diye seslendiğinde kalabalıklar arasından.

Bütün başlar yine o yöne dönüverse.