ABD yetkilileri son dönemde bir çok ülkeye karşı tehdit yağdırıyor...
Bu tehditlerden en güncel olanları Çin, Rusya, Venezuela, Kuzey Kore, Türkiye, Suriye ve İran'la ilgili olanlar...
Tehditlerden bir bölümü fiiliyata dökülmüş durumda... Diğerlerinin ne ölçüde döküleceğini ise önümüzdeki günler gösterecek.
***
Yukarıda saydığımız ülkelerin Türkiye hariç tümü ABD'nin 'düşman' kategorisine koyduğu ülkeler...
Türkiye ise NATO üyesi bir ülke ve ABD'yi 'stratejik müttefik' olarak görüyor...
Ancak o da hem tehditlerden hem de yaptırımlardan payına düşeni alıyor.
***
Son olarak, ABD Hazine Bakanlığı Terör ve Mali İstihbarat Müsteşarı Sigal Mandelker, ABD Hazine Bakanlığı Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisi'nin (OFAC) İran, Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden (BAE) 25 şirket ve kişiye yaptırım kararını açıklamasının ardından, Türkiye'den, İran'a yönelik Amerikan yaptırımlarını 'agresif şekilde' uygulamasını beklediklerini söyledi...
Mandelker, İran rejimi tarafından yaptırımları baypas etme hedefiyle kurulan 'geniş çaplı bir ağ' tespit ettiklerini, bu ağın İran, Türkiye ve BAE'deki paravan şirketlerden oluştuğunu iddia etti ve 'Şirketler bu tür ağların içinde yakalanma riskinin bilincinde olmalı' dedi...
Bu da hemen akla 'Türkiye, ABD tarafından İran'a karşı ilan edilen son yaptırımları kendisine tanınan altı aylık süre sonunda uygulamaya koymazsa 'Zarrab Davası' benzeri yeni bir dava mı geliyor?' sorusunu akla getirdi.
***
ABD'nin Çin'e ve Rusya'ya yaptırımlar uyguladığı ve Türkiye'nin bu iki ülke ile ilişkilerini geliştirmeye çalışmasından hoşnut olmadığı bir gerçek...
Gerek Rusya ile yapılan S-400 anlaşması, gerekse Çin'e uygulanan yaptırımlara Türkiye'nin katılmaması, ülkemizin de bu yaptırımlardan payını alması sonucunu doğuruyor...
Türkiye-İran ilişkilerinin ABD'de de rahatsızlık yaratması bu tablonun bir parçasını oluşturuyor.
***
ABD tehditlerine maruz kalan bir diğer ülke Suriye...
ABD'nin Golan işgalinin meşrulaştırılması ilgili olarak aldığı son karar, Suriye'ye bir başka cepheden 'sopa gösterilmesi' anlamına geliyor...
Gerçi Trump ABD'nin Suriye'nin kuzeyinden çekileceğini açıkladı ama bu kararın hayata geçirilmesi konusunda herkesin şüpheleri var; kaldı ki, ABD'nin çekilirken geride bırakmayı planladığı PYD hem Suriye hem de Türkiye için bir tehdit oluşturuyor.
***
ABD'nin tehditleri 'arka bahçesi' olarak gördüğü Güney Amerika'yı da kapsıyor...
Bu tehditlerin odak noktasında Venezuela yer alıyor...
Son olarak ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Venezüela'da iktidarı değiştirmek için 500 milyon doları gözden çıkardıklarını söyledi.
***
Neyse ki bu tehditlere 'pabuç bırakan' kimse yok...
Küçük Kuzey Kore'den başlayarak, Çin, Rusya, İran, Suriye, Venezuela gibi ülkelerin tümü ABD tehditlerine karşı açık ve kararlı bir tutum takınmış durumdalar...
NATO üyesi Türkiye ise bu konuda 'dalgalı' bir tutum izlese de sonuçta ABD'nin isteklerine karşı çıkmaya devam ediyor.
***
Bu durumda tehdit politikasının fiili saldırılara dönüşüp dönüşmeyeceği sorusu akla geliyor...
Şu anda Suriye'de fiilen bir 'vekalet savaşı' devam ediyor... Ukrayna üzerinden Rusya ile çatışmaya gebe bir gerginlik günden güne artıyor... Yine Venezuela'da yaşanan gerginliğin yeni bir vekalet savaşı doğurma ihtimali güçleniyor.
Ortadoğu'da İsrail'in izlediği gerginlik politikasının da zaman zaman çatışmalara yol açtığı biliniyor.
***
Eğer bütün bu gerilim odaklarında çatışmalar büyürse, ABD ile Rusya ya da İsrail ile İran arasında sıcak çatışmalar çıkabilir...
Böylece Türkiye büyük bir açmaz karşısında kalabilir...
Kısacası, ABD, 'ateşle oynuyor' ve bu ateş ülkemizi de sarabilecek özellikler taşıyor.