Dünya Görme Günü, her yıl olduğu gibi bu yıl da Dünya Sağlık Örgütü ve Uluslararası Körlüğü Önleme Ajansı (IAPB) öncülüğünde, dünya çapında görme sağlığına dikkat çekmek ve önlenebilir körlükle mücadele etmek amacıyla anılıyor. Bu önemli gün kapsamında açıklamalarda bulunan Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Sezer Hacıağaoğlu, görme kaybının büyük ölçüde önlenebilir olduğuna dikkat çekerek “Dünyada her 5 saniyede 1 kişi görme kaybı yaşıyor. Bu kayıpların en az %80’i ise düzenli kontrollerle önlenebilir ya da tedavi edilebilir. Görme kaybı bir kader değil; geç kalınmış bir ihmaldir” dedi.

Türkiye’de her 10 kişiden 4’ü göz muayenesi yaptırmıyor

Dünya Sağlık Örgütü’nün 2023 verilerine göre, dünya genelinde yaklaşık 2,2 milyar insanın görme bozukluğu bulunuyor. Bu kişilerin en az 1 milyarı, gerekli sağlık hizmetlerine ulaşamama veya erken teşhis yapılamaması nedeniyle tedavi edilemeyen durumlarla karşı karşıya kalıyor.

Türkiye’deki durumu analiz eden Dünyagöz Etiler Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Sezer Hacıağaoğlu, “50 yaş üstü bireylerin yaklaşık yüzde 20’sinde katarakt, yüzde 15’inde ise glokom (göz tansiyonu) riski bulunuyor. Çocuklarda ise görme bozuklukları, öğrenme güçlüğü yaşayan öğrencilerin yaklaşık yüzde 60’ında başlıca etken olarak karşımıza çıkıyor. Ancak tüm bu rakamlar içinde belki de en çarpıcısı şu: Türkiye’de her 10 kişiden 4’ü, yılda bir kez yapılması önerilen göz muayenesini hiç yaptırmıyor” dedi.

Belirtiler göz ardı edilmemeli

Op. Dr. Sezer Hacıağaoğlu görme kaybına yol açabilecek hastalıkların çoğunun sinsi ilerlediğini belirterek, göz sağlığı konusunda toplumsal farkındalığın çok düşük olduğunu vurguluyor. “Özellikle ani görme kaybı veya bulanık görme, gözde batma, kızarıklık ya da ışık hassasiyeti, göz çevresinde şiddetli baş ağrısı, gece görüşünde bozulma ve okuma-yazma sırasında çabuk yorulma gibi belirtiler, çoğu zaman altta yatan ciddi hastalıkların habercisi olabiliyor. Özellikle glokom gibi bazı hastalıklar belirti vermeden ilerliyor ve fark edildiğinde geri dönüşü olmayan hasarlara neden olabiliyor. Bu nedenle düzenli göz muayeneleri, sadece göz sağlığı değil, genel yaşam kalitesi açısından da kritik önem taşıyor” diyerek sözlerine devam etti.

Erken teşhis ile görme kaybı önlenebilir

Rutin göz muayeneleri ile önemli rahatsızlıklara teşhis konulmasının yanı sıra, öğrenme yetisinin yüzde 85’ini sağlayan gözleri tehdit eden görme rahatsızlıklarının da önemli olduğunu belirten Op. Dr. Hacıağaoğlu “Göz muayenelerinden istenilen sonucu alınabilmesi için hastaların, muayenenin yapıldığı merkezde göz sağlığı konusunda en yeni teknoloji ve tekniklerin kullanıldığından ve hekimlerin tecrübeli olduğundan emin olmaları gerekmektedir. Kapsamlı bir göz muayenesi en az 30 dakika sürer. Bu muayenede; görme keskinliği testi, gözlük muayenesi, göz kapaklarının ve göz kaslarının muayenesi, göz tansiyonu ölçümü, biomikroskobik muayene ve göz dibi kontrollerinin gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Tüm bu farklı aşamalar sayesinde hem gözde hem de vücudun farklı bölgelerinde oluşabilecek rahatsızlıklar tespit edilerek hastalar gerekli tedavilere yönlendirilebilirler. Her yıl en az bir göz muayenesi ile görme kaybının önüne geçebiliriz” diyerek sözlerini tamamladı.

Muhabir: Nursel Dilek Manavbaşı