ABD'li senatör Lindsey Graham'ın Türkiye gezisi Bolton'un ziyaretinden daha büyük bir ilgi yarattı...

Bu ilgi medya ile sınırlı kalmadı...

ABD Güvenlik Danışmanı Bolton ile görüşmeyi reddeden Cumhurbaşkanı Erdoğan Graham'ı kabul ederek iki saatten uzun bir süre görüştü.

***

Graham'ın Ankara'da gördüğü ilginin sırrı neydi?...

Hiç kuşkusuz kendisinin Trump'a yakın biri, hatta bir tür 'arabulucu' olarak görülmesiydi...

Zaten ziyaret sebebi de Bolton'un ve Trump'ın art arda gelen 'skandal mesajları'ının yarattığı gücenikliği giderme çabalarına bağlanmıştı.

***

Ne var ki, bu ziyaretin Türk-Amerikan ilişkilerindeki gerginliği gidereceğini düşünmenin aşırı iyimserlik olduğu kısa sürede anlaşıldı...

Bunun iki sebebi vardı...

Birincisi, Graham'ın görüşmelerden sonra yaptığı açıklama, ABD'nin PYD konusunda izlediği tutumu Türkiye'nin istediği gibi radikal bir biçimde değiştireceği yolunda umut vermedi...

İkincisi, iki ülke arasındaki ilişkileri düzeltmek konusunda Trump ve Graham ne kadar istekli olurlarsa olsunlar, karşılarındaki 'iç cephe' onlara geniş bir hareket alanı tanımıyor.

***

CIA, FBI ve Pentagon'un da aralarında yer aldığı 'iç cepheyi' şimdilik bir kenara bırakalım ve ziyarete bakalım...

Graham, iki noktada Türk yetkililerin hoşuna gidecek sözler söyledi...

Birincisi, YPG'yi, PKK'nin politik uzantısı, Türkiye'yi ise önemli bir stratejik partner olarak niteledi...

İkinci olarak da Türkiye'nin ilişki kurmayı reddettiği Esad' için 'savaş suçlusu' diyerek Cumhurbaşkanı Erdoğan'a destek verdi.

***

Graham'ın Esad konusunda söyledikleri, Türkiye ve ABD'nin pozisyonları açısından 'malumu ilan'ın ötesine geçmedi...

Esas önemli olan PYD/PKK konusunda ise...

'YPG, PKK'nın politik koludur' dedikten hemen sonra 'Bizimle IŞİD'e karşı savaşanlara da bir şeyler borçluyuz.' sözleriyle, bu örgütü 'IŞİD'e karşı kendileriyle savaşan ve borçlu oldukları bir ortak' olarak görmeye devam ettiklerini açıkça söyledi...

Daha sonra da Türkiye'nin memnuniyetle karşıladığı ABD'nin çekilme planı için 'Bu isteği anlıyorum; ama geri çekilme planı bir kaos.' ifadesini kullandı...

***

Graham'ın 'güvenli bölge' konusunda söyledikleri de Türkiye'nin beklentisini karşılamaktan uzak kaldı...

Türk yetkililer, güvenli bölge fikrini olumlu karşıladıklarını söylerken bu bölgenin Türkiye'nin denetimi altında olmasını ve PYD'nin bölgeden çıkarılmasını şart koşuyorlar...

Graham ise 'Güvenli bölge Türkiye'nin güvenliği için kurulacak... Türkiye bizim silahlandırdığımız kişilerle muhatap olmak zorunda kalacak' dedi.

***

Böylece Graham'ın kafasındaki niyetin 'güvenli bölge'nin ABD tarafından kurulması ve Türkiye ile PYD'nin aynı masaya oturtulması olduğu anlaşıldı...

Türkiye'nin bunu kabul etmesi, güney sınırlarında yeni bir kukla devlet kurulmasına fiilen göz yumması anlamına gelir...

Bu da, mevcut pozisyonlara bakıldığında çok zor!

***

Kaldı ki, Graham 'güvenli bölge'den söz ederken Rusya'yı hiç hesaba katmadı...

Ancak Türkiye'nin böyle bir lüksü yok...

Nitekim, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önümüzdeki günlerde Putin ile görüşmek için yapacağı Rusya ziyaretinin gündem maddelerinden birini bu konu oluşturuyor.

***

Bu arada 'müstakbel güvenli bölge'de ilginç bir olay yaşandı...

Tam da Graham'ın Türkiye'yi ziyaret ettiği saatlerde Suriye'den dünyaya servis edilen bir fotoğrafta Rus ordusunun Menbiç'te YPG/PKK'nın kurduğu Askeri Meclisin flamaları kullanan araçlarla ortak devriye yapmasına ilişkin görüntüler yer aldı...

Başka bir deyişle daha önce de PYD güçleriyle bölgede ortak devriyeye çıktığı bilinen Rusya, bir kere daha bölgede bayrak göstererek sahnede yer aldığını herkese hatırlattı!

***

Rusya'nın öteden beri ABD'nin Fırat'ın doğusundan çekilmesinin ardından bu toprakların Suriye'nin meşru yönetimi olan Esad hükümetine devredilmesini savunduğu biliniyor...

Esad'ın artık ABD ve Türkiye dışında olaya müdahil olan tüm hükümetlerin fiilen tanıdığı ve ilişkilerini güçlendirmeye çalıştığı bir güç olduğu düşünüldüğünde Suriye'nin resmi yönetimi yok sayılarak kurulacak bir 'güvenli bölge'nin ne kadar 'güvenli' olacağı da ayrı bir tartışma konusu...

Uzun lafın kısası, bütün bu ziyaret trafiğinden sonra bölgede değişen fazla bir şey olmadı.