Gündelik yaşamın koşuşturmacası içinde renkleriyle içimizde çiçekler açtıran ve aynı zamanda yaşamı sorgulamamıza yardımcı olan Ressam Sevim Kaya Koçak ile son sergisi 'Reel'i, ve resimle olan hikayesini konuştuk.
• Son serginiz 'Reel'i anlatır mısınız?
'Reel' ismini yaptığım çalışmaların tarzından aldı. Bu gerçekçi çalışmalarımda kimi zaman var olan bir manzarayı kimi zaman da hayali bir manzarayı gerçekçi bir üslupla bir araya getirmemin bir ürünüdür. Tarz olarak bunu ifade eden 'Reel' ile insanın içindeki gerçekliğin ifade edilmesine olanak verilmesi gerektiğini de vurgulamak istedim.
• Neden 'Reel'? Neyi vurgulamak istiyorsunuz?
Çalışmalarımdaki 'Reel'in şekli ne kadar resimdeki gerçeklik gibi görünse de insanın içindeki gerçekliğe dönüşü vurguluyor. O kadar dış dünyaya dönük yaşıyoruz ki, kendi duygu düşüncelerimizi görmezden geliyoruz. İçimizde gizlediğimiz ve aramaya zahmet göstermediğimiz gizlilikleri-gizemleri bulmak yerine dış dünyaya ne kadar mükemmel olduğumuzu gösterme, kanıtlama çabasındandır. Ben 'Reel' sergimle insanın içindeki gizemin dışa vurumunu da vurgulamak istedim.
• Tüketim çılgınlığına atık malzemeleri kullanarak gönderme yapıyorsunuz. Bu serginizde de atık malzemeleri kullandınız mı?
Çalışmalarımda yardımcı ve atık malzemeleri kullanmayı çok seviyorum. Bu sergimde de bazı çalışmalarımda yine bu malzemelerden yararlandım fakat boya ve epoksi birleşimi çalışmalar daha ağırlıkta yerini buldu.
'BU MÜCADELE İÇİN VARIM'
• Resim yapmayı bir mücadele alanı gibi mi görüyorsunuz?
Bu çok doğru bir cümle. Duygu ve düşüncelerimi ifade edilebilmek, bunu ifade ederken nasıl yansıtacağımın belirlenmesi konusunda çok mücadele ettim. Kendimi en iyi ifade etme yöntemi ve bu şekilde oluşturduğum tarz konusunda belirli bir emek ve süreçten geçtim. Bu süreçte yaşananlar kendimle olan mücadelemde beni bir yerlere taşıdı. Ama mücadele bitti mi, tabii ki hayır. Ama bu kadar mücadele beni yoruyor mu, bilakis. Bu mücadele için varım ben. Resim yapmak ve bunun mücadelesini vermek ise beni ruhsal yönden besleyen bir olgu diye düşünüyorum.
'SANAT HERKES İÇİN OLMALI'
• İnsanlara gerçekçi düşünüp çok para kazanmayı hayal etmeyi öğreten bir coğrafyada yaşıyoruz. Peki, sizin resme yönelmeniz bunca gerçekliğin arasında nasıl oldu?
Gerçekçi düşünmenin çok para kazandırdığını düşünmüyorum. Önemli olan düşüncenin ifade edilişindeki etki. Bu etki kişilerde çok farklı duygular uyandırabiliyor. İnsanların resimlerime bakıp edindikleri farklı izlenimler bu yüzden benim için çok daha önemli. Gerçeklik bizim ülkemizdeki sanata bakışta aranan vazgeçilmezlerden birisi. Ama bunun yavaş yavaş değiştiğini söyleyebilirim. Sanat ne kadar farklı kesimden insana ulaşırsa, insanlar ne kadar farklı sanat eserleri ile karşı karşıya kalırsa o kadar farklı yorumlar yapabiliyor, yeni şeylere açık, farklı düşüncelere saygılı olabiliyorlar. Hatta kendilerine göre sanatla ilgili bir bakış açısı bile geliştirebiliyorlar. Bu coğrafyadaki kalıplaşmış bu düşüncelerin değişebilmesi için halkın çok farklı sanat eserleri ile bir araya gelmesi gerekmektedir. Sanat sadece para kazanmak ya da belirli bir sınıfa göre yapılmamalı, her kesimin ihtiyacı olduğu bir etkinlik olarak kabul edilmeli.
'HERKESİN BİR GERÇEKLİĞİ VAR HAYATINDA'
• Sevim Kaya Koçak'ın hayattaki dinamikleri, bir ressam olarak beslendiği noktalar neler?
Ressam kimliği yanında öğretmenlik kimliğine de sahip birisiyim. Okulumda farklı yaş gruplarına sahip bir çok öğrencim var. Bazen ders arasında da sanat ile ilgili sohbetler yapıyoruz. 11 yaşındaki çocukların söyledikleri ile 15 yaşındaki çocukların söyledikleri, sanatla ilgili tartışmaları ufkumu açıyor. Sanat camiasından çok usta hocalarımla veya sanat sever arkadaşlarımla konuşmalarımız ise beni farklı yerlere taşıyor. Herkes belirli bir çevre ve yaş grubu ile etkileşimde olup resimler yaparken ben çok farklı gruplarla iç içeyim. Bu yüzden çok şanslıyım diye düşünüyorum. Öğrencilerimin gözünde onları sanata yaklaştıran hem ressam hem de öğretmen olabilen bir kahramanım. Bazılarının hayranlıkla baktığı idolüyüm. Ben tuvalimi çıkarıp resim yapmaya başlayınca onlarında tuval alıp şövalyeye yerleştirip resimlerine baktıklarını görmek beni onlarla birlikte çalışmaya iten en önemli amaçlardan birisi oluyor. Bu yüzden onlarla birlikteyken resim yapmak, resim yaparken sanat üzerine sohbet edebilmek diğer ressamlara göre avantajım oluyor. Beni evdeki oğlum da dahil, öğrencilerim ve resimlerimi paylaşmam için teşvikte bulunan çok farklı insan grubunun enerjisinin beslediğini düşünüyorum. Herkesin bir gerçekliği vardır hayatında. Benim de hayatımdan çıkaramayacağım bir gerçekliğim var. Resim yapamadığım zamanlarda bile tuvalin karşısına geçince yapacağım şeyleri belirleyip biriktiriyorum kafamda. Tuvalin karşısına geçince de düşüncelerim yeniden şekillenip akıp gidiyor. Daha önce de demiştim resim yapmak benim için nefes almak gibi. Nefes alırken çevremdeki uyarıcıların teşviği, hayranlığı, öğrenmeye istekli olmaları benim dinamiklerimi oluşturuyor.
• İnsanoğlunun var olduğu günden beri, kendini ifade etme ihtiyacı üzerine gelişen, bir var olma mücadelesi olarak da tanımlayabileceğimiz sanat ve resme can veren biri olarak, hayatla ve kendinizle olan hesaplaşma sürecinizde; ruhsal, zihinsel ve sanatsal olarak geldiğiniz noktayı nasıl tanımlarsınız?
Aslına bakarsanız yıllardır resim yapan birisi olarak kendimi ifade ederken birçok farklı yöntem teknik ve malzeme kullandım. Çevremdeki değişkenlerin ve farklı yaş gruplarının olması beni çalışırken farklı yöntem ve teknikler kullanmaya itti. Onlar sayesinde bu kadar yöntem ve tekniğe hakim olmak, araştırmak, daha farklı ve daha şaşırtıcı yöntemler kullanmak alanıma hakim olmamı da sağladı. Düşüncelerimi açığa vurma yolculuğunda kullandığım bu yöntem ve teknikler yavaş yavaş beni belirgin bir tarza yöneltti. Artık ifade etmek istediklerim kullanacağım malzeme ve yöntemlerle iç içe geçip belirgin bir sitilde ortaya çıkacaklar. Burada ne anlatmak istediğim üçüncü sergimi açtığımda daha iyi anlaşılacaktır diye düşünüyorum.
'KADINLARIN YÜKÜ ÇOK'
• Sanat dünyasında kadın olarak var olmak konusunda ne gibi zorluklar yaşıyorsunuz?
Kadın sanatçılar neden görmezden geliniyor? Kadın sanatçıların görmezden gelindiğini düşünmüyorum ama sanat dünyasında kadın olarak var olmak gerçekten çok zor. Buna kesinlikle katılıyorum. Aslında bu ikisi birbirinden çok farklı konular. Ben bu çevrenin içine girdiğimde geneli erkek egemenliğinde olan sistemle karşılaştım ama bu sistem beni çok sıcak ve samimi bir şekilde karşıladı. O zaman diyeceksiniz ki kadınları neden daha az görüyoruz sanat camiasında. Bunun, tek sebebi kadınların yükü çok. Döndürmeniz gereken bir ev, çocuk ve iş hayatınız varsa bırakın sanatı, kendinize bile vakit ayıramayabilirsiniz. Tabii kendinize ayırdığınız bu vakti ne ile geçirdiğiniz de çok önemli. Konuştuğum hocalarım, üstatlarım atölyelerine gidip çalışırken kadınların evin bir köşesine kurdukları nefes alma çabalarıyla ne kadar hız yakalayabilirlerse o hızda bu camiada yer alabilirler. Bunun yanında eş, aile ve çevre de kadına bu konuda destek verip yol açmazlarsa kadının bırakın sanat camiasında yer almasını, onu başka alanlarda da görmemiz zor oluyor. İşte bu konuda kadınlara çalışma yapıp, sergi açmak için teşvik edecek bir çevre kurulmalı. Ben bu konuda da çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Belki dışarıda bir atölyem yok ama evimin her köşesinde çalışmalarımı yapacak kadar sanatsal tutkuya ve beni bu konuda her zaman destekleyecek bir aileye sahibim. Ayrıca okulumda da sohbet ederek, birbirimize değişik fikirler verdiğimiz bir öğrenci ve arkadaş çevresine sahibim. İşte bu yüzden çok yaratıcı ve yetenekli olan birçok kadın ressamdan sadece bir tanesi olarak yavaş yavaş sesimi çıkarmaya başlayabiliyorum.
YENİ SERGİ YOLDA
• İlerleyen dönemlerdeki projeleriniz neler? Planlarınızdan ve hedeflerinizden biraz bahseder misiniz?
Yeni başladığım bir seri çalışma içindeyim. Yine bu çalışma ile tarzımın daha da oturduğunu düşündüğüm bir sergi planlıyorum. Seri ne zaman tamamlanır bilemiyorum ama içime sinerek, tadını çıkararak hazırlanacağım. Bu dönemdeki hedeflerim sadece benim değil çevremdeki birçok kişinin sanattan daha çok nasibini alması olacak. Küçüğünden büyüğüne herkesi sanata bulaştırmak istiyorum. Bazılarını çizim, boyama, hayal gücü, bazılarını ise eleştiri ve duyguları ifade etme olarak yönlendirmek istiyorum. Sanırım burada ressamlığın yanında öğretmenliğim de beni etkisi altına almış olmalı.
'HER ŞEYİ KAYDEDİYORUM'
• Kovid-19 sürecini nasıl geçirdiniz ve nasıl geçiriyorsunuz?
Kovid-19 süreci benim açımdan çok farklı heyecanlarla, duygu değişikliği ile aktı. Hamilelik süreci geçirdim ve bir oğlum daha oldu. Bu süreçte sanatsal çalışmalarıma biraz ara vermek zorunda kaldım. Tabii sonrasında da evdeki çalışmalarım bir süre askıya alındı. Ama her şeyi kaydediyorum. Her şey benim içimdeki tuvalde çizilmiş durumda. Gerçek tuvali karşıma aldığımda neler yapacağım, nelerin akıp yeniden şekilleneceğini ise zaman gösterecek. Şimdilik yavaş yavaş başladığım bu seri bakalım ileride beni nereye götürecek.