Başkent'in 2 Koca Çınarı aynı gün sahne alınca, iki takımı birden değerlendirmek durumunda kaldık.
Süper ligdeki temsilci Ankaragücü, tam rahata erdi eriyor derken, beklenmeyecek bir şekilde kendini zora sokmakta oldukça becerikli göründü.
Transfer yasağının kaldırılmasıyla bambaşka bir hikaye yazmaya karar veren Gençlerbirliği ise kelimenin tam anlamıyla mucize yaratmaya çalışıyor…
Sarı-Lacivertliler için Gaziantep; içinde bulunduğu durum açısından (Yönetim yok, teknik direktörü ayrılmış, para yok, futbolcular alacaklarını alamamış, ihtar üzerine ihtar çekiyor) kolay lokma (!) gibi gözüküyor. Ancak Maxim, Figueiredo, Markovic, Kitsiu, Jevtovic, Günay, Ertuğrul Ersoy, Mustafa Eskihallaç gibi süper ligdeki her hocanın kadrosunda olmasını istediği öyle klas oyuncuları var ki, kendilerini hor gören rakiplerini de terse yatırırlar… Tıpkı son maçta olduğu gibi.
Girişte de belirttiğim gibi Başkent ekibi gerçekten tam huzura kavuştu derken kendi kendini kaosa sokmakta çok mahir. Hem de bunu, en kritik deplasman galibiyetlerini elde ettikten sonra kendi evinden nispeten daha kolay geçmesi beklenen rakipler karşında aldığı beklenmedik mağlubiyetlerle başarıyor. Örneğin, 40 günlük dünya kupası arasından sonra aldığı Antalya galibiyeti sonrası evinde Ümraniye'ye, yine Konya'dan önemli bir 3 puanı hanesine yazdırdıktan sonra Eryaman'da çıktığı Antep karşısında aldığı yenilgilerle tehlike bölgesinden bir türlü yeterince uzaklaşamıyor.
Sarı-lacivertliler, G.Antep karşısında özellikle ilk yarıdaki etkisiz oyunu ile sevenlerinin yüreğini kararttı. 47.dakikada Dijilobodji'nin golünden sonra Ömer Erdoğan hamleleriyle oyunda dengeyi sağlamasına karşın bu kez tribünden söz verdiği halde transferleri bitiremeyen Sportif Direktör Emre Yıldız aleyhindeki tepki takımı da etkiledi. Çünkü sezon başındaki kadro şişkinliğinin 10 kişinin gönderilmesiyle düşürülmesine rağmen bir türlü takviye yapılamadı. Bu nedenle de alternatifsizlikten Ömer Erdoğan'ın oyuna en azından beraberliği getirecek şekilde müdahale konusunda eli -kolu bağlı kaldı. Yenilgi sonunda da, başkan -sportif direktör ve teknik direktör üçlüsü arasındaki gerginliği de had safhaya taşıdı.
Sonuçta hafta içindeki mücadelenin bay geçilmesi, sonrasında yine içerde F.Karagümrük ile oynanacak olması, Ankaragücü için hem kadronun takviye edilmesi hem de yönetimsel gerginliğin giderilmesi açısından bir şans olabilir..
Gelelim takımını sil baştan yaratarak, 100.yılında kümede kalma mücadelesini gerçekleştirmek için işini mucizelere bırakan Gençlerbirliği'ne…
Mucizelerin gerçekleşmesi öncelikle inanca sonra da futbol ilahlarının desteğini vermesine bağlı… Aslında tam 15 yeni transfer ile zorlu maratonun ikinci devresine başlayan Gençlerbirliği için her maçın farklı bir öyküsü oldu. Yeniden doğuş için ilk İzmir deplasmanına giden Kırmızı-siyahlıların, çok kısa sürede bir araya getirilen kadronun bir de maç eksiği dezavantajlarına rağmen sergilediği oyuna karşın, puan alamaması şanssızlıktı. İkinci maçtan gelen 2'nci galibiyetin, sezonun ilk ve tek galibiyetinin alındığı aynı takımdan alınması çok ilginçti. Boluspor mücadelesinde; Gençlerbirliği'nin +1 transfer ile ilk 11'ini tamamen yenilemesi ve biraz olsun uyum sorununu aşmış kadrosu ile oynanmasından doğan 5-1'lik farklı skor inanmışlığın eseriydi.
Üçüncü maçın Play-off mücadelesi veren Pendik ile oynanacak olması farklı açılardan bakıldığında son derece enteresandı. Bunların ilki, rakibin şu ana kadar topladığı 34 puanın Gençlerin kümede kalması için hedeflenen ve gerekli olan puan toplamına denkti. Yani kümede kalmak için ikindi devrede en az 10 galibiyet alınması şarttı. İlki Bolu önünde alınmış geriye 9 maç kalmıştı.
İkinci ise Başkent ekibinin yaklaşık 2 yıl içinde İstanbul'da oynadığı 13 maçın tamamını kaybetmesiydi. Yani bozularak, tarihe gömülmesi gereken bir büyü vardı. Bunun için de inanmışlık dışında futbol ilahlarının devreye girmesi gerekliydi sonuçta o da oldu. Pendik galibiyetiyle de hedefe bir adım daha yaklaşıldı. Yani iş şimdi oynanacak 16 haftada alınacak 8 galibiyete kaldı… Yani mucizenin gerçekleşme oranı yüzde 50'ye düştü.
Haftaya kendi sahasında oynanacak olan Göztepe maçının da ayrı bir hikayesi var. Gençlerbirliği, 45 golle Spor Toto l. Liginin en çok gol yiyen takımıydı ve Pendik maçına kadar yani tam 16 hafta sonra ilk kez kalesinde bir gol görmeden karşılaşmayı tamamlayabildi. İlginç bir tesadüf ki en son kalesini gole kapadığı karşılaşma da ilk yarıda İzmir'de oynanan Göztepe maçıydı.