Dostlar;

Türkiye aylardır CHP’ye yapılan operasyonları konuşuyor. Ekonomi, Terörsüz Türkiye açılımı, Suriye, Ege adalarının Yunanistan tarafından işgali adeta unutuldu.

İktidarın CHP’ye yaptığı planlı operasyonla bu hayati konuların konuşulması ötelenirken AKP içinde müthiş bir post kavgası var.

Erdoğan sonrası en büyük aday olarak gösterilen Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in açıkladığı yolsuzluk ve uyuşturucu dosyaları aracılığı ile bir anda itibarının sıfırlanması koltukta gözü olanlara bir ihtardı.

AKP gibi lider partilerinde ne yazık ki ikinci bir adam yetiştirilmiyor. Erdoğan’ın partiyi birlikte kurduğu kadrolardan hiç kimse kalmadı etrafında.

Liderlik vasıfları olanların tamamı uzaklaştırıldı.

Sağlıklı uzun ömür diliyorum ama AKP kulislerinde Erdoğan’ın kendisinden sonra partiyi küçük oğlu Bilal’e devredeceği sıkça konuşulmaya başlandı.

Aranızda “Bilal bu işi yapacak yetenekte biri değil” diye düşünenleriniz vardır.

Başlangıçta ben de öyle düşünüyordum ama Erdoğan tam 13 yıldır Bilal’i partinin başına hazırlıyor.

Kamuya atanan üst düzey bürokratlar Bilal referanslı.

Hiçbir resmi sıfatı olmamasına rağmen Erdoğan gittiği ülkelere Bilal’i de götürüyor.

Bakanlar, valiler Bilal’e koltuklarını veriyor.

Erdoğan’a uygulanan protokol Bilal’e de uygulanıyor.

Bilal’in adeta gölge Cumhurbaşkanı gibi hareket ettiğini ve gelecekte AKP genel Başkanı olabileceğini ifade ettiğim bir eski AKP’li milletvekili, “Sn. Cumhurbaşkanı bırakın partilileri ve ileri gelenleri, damatlarına bile güvenmez. Daha önce Davutoğlu’nu partinin başına geçirdi, bin pişman oldu. Davutoğlu CHP ile Siyasi Ahlak yasası çıkarmaya çalıştı. O nedenle bir daha öyle bir hata yapacağına ihtimal vermem. Önümüzdeki seçimde Bilal Genel Başkan olur, parti 150 -200 milletvekili ile TBMM’ye girer. Yüce divan yolu da kapanmış olur. Yurt içinde ve yurt dışında, vakıf, dernek, şirket varken hariçten bir partilinin Genel Başkanı olması çok zor.” Dedi.

Akla yatkın değerlendirme!