Belki bir çello, belki bir keman, belki bir gitar belki de bir saksafon… Herkesin tutkunu olduğu bir müzik aleti vardır. Hangi dilde ve hangi ritimde olursa olsun, notalar insanları birleştirir. Müziğin cinsiyeti, ırkı, dili, dini yoktur. Bir çellonun bir gitarın ya da bir tefin büyülü sesi yaşamınızı perçinleyebilir. Sokak müzisyenleri her şeyden önce 'özgür'lerdir. Müziklerini paylaşmak için bir mekana ya da kişiye bağımlı değiller. İkincisi dinleyiciyi beklemek yerine onlar dinleyiciye gidiyor. Bunun karşılığı bazen bir gülümseme bazen bir teşekkür, bazen de para oluyor… Sokak müzisyenleri zaman içinde Ankara'da da yaygınlaştı. Batıkent-Kızılay, Kızılay- Çayyolu metro hattında gitar, cello, kanun çalanlar, Kuğulupark'ta Güney Amerikalı gruplar ve hatta Kızılay'da kemancılar yaşamımıza girmeye başladı. Bir şehrin sürprizlerinin en güzellerinden biri de sokak müzisyenleri. Birçok ülkede 'sokak müzisyenleri festivali' yapılıyor. Türkiye'de de sokağın renkleri buluşturulsa sizce güzel olmaz mı? Örneğin sokak müzisyenlerinin buluşma adresi Ankara olsa. Belki bu buluşma o gri kent Ankara'ya yeni bir soluk ve renk getirir… Sokak sanatına ilişkin sözü edilmesi gereken bir başka mesele, bu mesleğe sahip insanların kazandıkları para miktarı. Kimi zaman bir kutu açıyorlar, kimi zaman şapkalarını atıyorlar birkaç adım ötelerine, kimi zaman da enstrümanlarının kılıflarını. Aklınızdaki onlara dair önyargı nedir bilemeyiz ama işlerine devam edebilmeleri için onları motive eden şey para değil, dinleyicileriyle buluşmak; yani sokak…
SOKAK YAŞAMA ANLAM YÜKLÜYOR
Sokak, hayata; samimi, doğal ve içten bir anlam yüklüyor. Dünyamızda her şey inanılmaz derecede hızla gelişiyor. Tüketim kültürü bizi sarmalıyor. Bu tüketim kültüründe sokağın sesi olan müzisyenler bize yaşam veriyor. Son zamanlarda sokak sanatçılarını sıkça metroda görür olduk. Bindikleri vagonda insanlardan naif bir şekilde müsaade aldıktan sonra başlıyorlar müziklerini icra etmeye. Metro yolcuları da bu durumdan oldukça memnun… Biz de Başkent Gazetesi olarak çocukluk arkadaşı olan Doğukan Arda Aydemir ve Harun Uğur Kaya ile sohbet ettik. Lise öğrencisi olan Doğukan Arda Aydemir, gitar ve piyano çalıyor. Amcasının müzisyen olduğunu belirten Aydemir, amcası sayesinde çocukluğundan beri müziğe ilgisi olduğunu ve 3 yıl müzik eğitimi aldığını söyledi. Ailenin tek çocuğu olan Aydemir'in kendisine ait söz ve besteleri de var. Ses kayıt stüdyosu kurmak isteyen Aydemir, ailesine ekonomik olarak yük olmamak ve hayallerini gerçekleştirmek için sokak müzisyenliği yapıyor. 'Babam polis annem ev kadını' diyen Aydemir, 'Bugün bir gitarın fiyatı 5 Bin TL. Ailemin ekonomik olarak bu süreçte beni desteklemesi imkansız. Öyle bir koşulları yok maalesef. Müzik ile ilgili hayallerimi gerçekleştirmek için metroda müzik yapıyorum' dedi.
AİLEMLE ÇOK SORUN YAŞADIM
Abidin Paşa Anadolu Lisesi'nde okuyan Aydemir, sanatçı Barış Akarsu ve Toygar Işıklı'yı kendine idol almış. Üniversitede konservatuar okumak isteyen Aydemir, ailesinin daha önceleri avukat ve doktor olmasını istediklerini şimdi ise zamanla ailesinin fikirlerinin değiştiğini artık müzik konusunda ailesinin onu desteklediğini ifade etti. İlk gitarının akustik gitar olduğunu ifade eden Aydemir, 'Başlangıç seviyesindeyken Akustik gitarı çalarken teller canımı çok acıtıyordu. Hatta ellerim nasır bile tutmuştu. Ama nedeni parasızlık, şu an ise klasik gitar çalıyorum.' dedi.
STÜDYO KURACAĞIZ
Stüdyo kurup kendi şarkılarının kayıtlarını sosyal ortama aktarmayı düşündüğünü ifade eden Aydemir, müzik ile ilgili bütün ses yarışmalarına da katılmayı hedefliyor. Günlük en az 130 TL kazandıklarını ifade eden Aydemir, şöyle konuştu: 'Metroda müzik yapmak yasak olduğu için biz de kaçak göçek çalmaya çalışıyoruz. Özel Güvenlik Birimleri müdahale ediyor. Onların yanı sıra Romanlar da bize burada müzik yaptırmıyorlar. Burası bizim mekanımız diyorlar. O yüzden sürekli baskı altındayız.' Sanat duraklarında da çalmayı düşünüyoruz diyen Aydemir, Büyükşehir Belediyesi'ne dilekçe verdiklerini eğer izin gelirse orada müzik yapacaklarını söyledi. Para kazanmak umurumda değil diyen Aydemir, 'İnsanların beni alkışlaması beni mutlu ediyor. Çünkü sokakta enstrüman çalarken, müzik yaparken daha fazla keyif alıyorum. Yaptığım müziği insanlara götürmek beni inanılmaz heyecanlandırıyor' ifadelerini kullandı.
NEY ÜFLÜYORUM VE KAJON ÇALIYORUM
Harun Uğur Kaya'da ney üflüyor ve Kajon çalıyor… Babasının Hazine Müsteşarlığı'ndan emekli olduğunu annesinin ise ev kadını olduğunu kaydeden Kaya, Aydemir ile çocukluk arkadaşı olduklarını söyledi. Kaya, ayrıca aynı okulda da okuduklarını bütün zaman dilimini beraber geçirdiklerini sadece uyurken ayrıldıklarını söyledi. 'Doğukan ile her şeyi paylaşıyoruz hatta müziği bile' diyen Kaya, müzikle tanışmasının sebebinin Doğukan olduğunu kaydetti. Kaya, ilk kez Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi önünde müzik yaptıklarını belirterek insanların ilgisi nedeniyle heyecandan gitarlarının tellerini kopardıklarını söyledi. 'Sonrasında metroda müzik yapmaya başladık' diyen Kaya, 'Koray Avcı'da metroda ünlü oldu niye biz de olmayalım' dedi. 'Ailem müzikle uğraşmamı çok istiyor bu konuda beni çok desteklediler' diyen Kaya, şöyle konuştu: 'Para biriktirip kurs almayı düşünüyorum. Ama hobi olarak müzikle uğraşmayı istiyorum. Müzik konusunda herhangi bir eğitim almadım. Ama bu konuda çok yetenekli olduğumu düşünüyorum.'
GÜNLÜK YAŞAM VİDEOLARI YAPACAĞIZ
Arkadaşı Doğukan ile hayallerinin bir stüdyo kurmak ve bir kamera almak olduğunu ifade eden Kaya onun için para biriktirdiklerini söyledi. Metro günlükleri yapmayı da düşündüklerini kaydeden Kaya 'Blok tarzı günlük yaşam videoları da yapmayı istiyoruz. Para kazanmanın dışında insanlarla sürekli iletişim halinde olmak beni mutlu ediyor. Her yeni insan benim için yeni bir dünya demek' dedi. Sokakta müzik yapmanın birden çok zorluğu olduğuna dikkati çeken Kaya, 'Sürekli olarak zabıtalar, polisler ve Romanlar müzik yapmamıza karşı çıkıyorlar. Şu sıralar bu durumlar daha da arttı. Bu durumlardan dolayı sokakta bir hayat kurmak, sokaktan gelip geçen insanlara enstrümanınız ya da sesiniz ile kulağına ve ruhuna hitap etmek oldukça zorlaştı' diye konuştu.
BİZ DİLENCİ DEĞİLİZ
Kaya son olarak şöyle konuştu: 'Sokakta sanatını icra eden müzisyenin önünden geçerken çaldığı müzik hoşuna giderse dinler, para verir ve gider. Sokak çalgısının bin bir çeşidi olabilir, sokak çalgıcısının sokakta oluşunun bin bir ayrı sebebi ve anlamı da olabilir. Biz dilenci değiliz yaptığımız müziği insanlarla buluşturmak istiyoruz.'