Zonguldak, Cumhuriyetle birlikte il yapılan şehirlerden biridir. 'Karaelmas Diyarı'na Anadolu'nun hemen hemen pek çok ilinden göçlerle işçiler geldi. Elbette ticaret erbabı da… Yıllarca bu göç alımı sürdü.

***

Ne zaman ki Özal iktidarı geldi başa, yıllarca siyasilerin arka bahçesi olan Zonguldak'ta TKİ'den işçi çıkarıldı. (45 binden 14 bine düştü) Bu nedenle 1991 Ocak ayında Ankara'ya büyük madenci yürüyüşü düzenlendi. Yeniçağa Deller Köprüsü'nde askeri müdahaleyle büyük madenci yürüyüşü engellendi. Bu kez de işçi dipçikle gönderildi ocaklara. Bir dönemde de (İkinci Dünya Savaşı'nda) silahla madenci toplanmıştı köylerden gene silah zoruyla hak isteyen madenciler aynı akıbeti yaşamışlardı.

***

24 Aralık 2020 'Cumhuriyet Kitap Eki'nde 'Kitaplar Adası' başlığı altındaki yazısında şöyle diyordu, M. Sadık Arslankara: 'Orada yaşamak, taşralı olmak anlamına gelmez elbet. Ne ki sivil kent yaşamı alabildiğine çarpıtılmıştır taşrada. Ayrıca büyük gözaltı ağır örtü halinde uzayıp gider.' Bu değerlendirme benim Zonguldak'ı anlatmama neden oldu.

***

Adı için muhtelif rivayetler var ama 'Zongalık' öncelikle akla gelen ilk isimlerdendir. Kömürün bulunuşu Zonguldak'ın doğumu anlamını taşıyor. Nitekim Atatürk Zonguldak'ı ziyaretinde şöyle demişti: 'Zonguldak'ın derin toprakları altındaki servet-i madeniye ne kadar kıymetli ise, bizim nazarımızda Zonguldak da o kadar çok kıymetli bir vilayetimizdir.'

***

Özal döneminde haklarını aramak için Madenci Anıtı'nda toplanan madenciler Ankara'ya yürüyorlardı; geceyi Devrek'te geçirdiler. Ana baba günüydü adeta; bir şölen havasında sabah oldu. Yola dökülen madenciler Mengen yoluyla Deller Köprüsüne geldiklerinde barikatlar arkasında askeri buldular. Ben tanığıyım. Bu kez de ne yazık ki, gene silah zoruyla aynı akıbeti yaşadılar.

***

Taşra deyince, büyük şehirler dışındaki Anadolu ve Trakya akla gelir. Zonguldak bu bölgelerden göç almıştır. O yıllardan 80'lere kadar parlak bir dönem yaşamıştı. Bartın ve Karabük il yapıldıktan sonra göçmeye ve çökmeye başlamıştı. Gelir vergisi sıralamasında 7. durumdaki Zonguldak; hep sağ iktidarları desteklemişti. Bugün de gene çoğunluk sağ tandanslıdır. Anadolu'nun çeşitli il ve kasabalarında Zonguldak mahalleleri oluşmuştur. Bunda madenlerde işçi eksiltilmesinin ve daha çok yabancı kömür ithalatına yönelinmesinin de büyük payı vardır.

***
Türkiye'deki madencilik kazaları, geçmiş yıllardan günümüze kadar Türkiye'nin çeşitli bölgelerindeki kömür ve diğer maden ocaklarında meydana gelen kazalardır. Türkiye'de geçmişten günümüze kadar birçok kaza yaşanırken, bu kazaların en çok görüldüğü il ise Zonguldak oldu. Türkiye, maden kazaları sonucu yaşanan ölümlerde dünyada ilk sıralarda yer almaktadır. 1992 Kozlu grizu faciası: Türk madencilik tarihinin en büyük felaketlerinden biridir.

3 Mart 1992 tarihinde Zonguldak'ın Kozlu ilçesindeki taş kömürü ocağında meydana gelen zincirleme patlamalarda 263 madenci yaşamını yitirmiştir. 13 Mayıs 2014 tarihinde Soma'da 301 kişinin yaşamını yitirdiği faciaya kadar, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en ölümlü maden kazasıdır...

* **

Madencilik, doğası gereği içerdiği riskler nedeni ile özellik arz eden bilgi, deneyim, uzmanlık ve sürekli denetimi gerektiren en riskli iş kollarından birisidir. Bu nedenle iş kazası ve meslek hastalığı olayları diğer sektörlere kıyasla daha ağır ve sayıca daha fazladır. Özellikle yeraltı kömür madenciliğinde göçükler, ocak yangınları, grizu, kömür tozu veya karışım patlamaları, gazdan kaynaklanan zehirlenmeler, nakliyat ve mekanizasyonla ilişkili kazalara sık sık rastlanmaktadır. Ayrıca zor yeraltı çalışma koşullarının neden olduğu meslek hastalıkları, son yıllarda azalma eğilimi göstermesine karşın ihmal edilemeyecek kadar önem taşımaktadır.

Ne yazık ki 14 Ekim tarihinde yaşanan maden faciasıyla bir kez daha sarsıldık. Bir kez daha görüldü ki kazaların nedenleri arasında dikkati çeken ilk konu siyasetin bu kurumlarda izlediği politika .Nitekim Amasra'da yaşanan faciada medyadan, yöreden ve gazetelerden yansıyan bilgiler bu savımızı doğrulamaktadır.

***

Sanılmasın ki bu saptama sadece bu alandadır. Bu olgu ne yazık ki ülkemizin ve insanımızın makus talihidir. Özellikle son çeyrek yüzyılda yaşadıklarımız bize bunu söyletiyor. Büyük Atatürk'ün şu sözünü anımsatarak bağlıyorum yazımı 'Felaketler insanları zeki milletleri daima azimli ve yeni hamlelere sevk eder.'

Dileğim o ki ülkeyi yönetenlerin bu sözden çok büyük dersler çıkarmalarıdır.