Önceki yazımızda bu seçimlere damgasını vuran olayın, Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin başına geçmesinden bu yana ısrarla ve ustaca yürüttüğü 'sağla bütünleşerek iktidar olma projesi'nin iflası olduğunu söylemiştik...

Bunun en açık göstergesi 2018 seçimlerinde Türkiye genelinde yüzde 22,65 oranında oy alan CHP'nin bu seçimlerde DEVA, Gelecek Partisi, Demokrat Parti ve Saadet Partisi adaylarını da seçim listelerine almasına karşın yüzde 25,65 oranında oy alabilmiş olmasıdır. CHP 2018 seçimlerinde 146 MV çıkarmıştı; bu seçimlerde 168 MV çıkarabildi. Bu vekillerin ettiğimiz 14'ü DEVA, 10'u Saadet, 10'u Gelecek, 3'ü Demokrat, 1'i İYİP, biri de TDP kontenjanından MV olan kimselerdir. Bu toplam 39 MV kendi saflarına geçtiklerinde CHP'nin MV sayısı da 2018'e göre gerilemiş olacaktır...

Ortaya çıkan tablo, dört partinin adaylarına kendi listesinde yer veren CHP'nin oyunun aslında artmadığını, aksine gerilediğini göstermektedir. Anlaşılan odur ki, bu adayların bir bölümünün partinin geleneksel oy tabanında yarattığı tepkiler getirdiklerinden fazla oranda oyun CHP'den uzaklaşmasına yol açmıştır...

Kısacası, 2018 ile 2023 arasında AKP'nin son derece yıpratıcı koşullarda geçen iktidar yıllarına karşın CHP'nin oy oranı en iyimser deyimle artmamış, bir miktar gerilemiş bulunmaktadır...

***

Buna karşılık aynı dönemde AKP'nin de başta büyük şehirler olmak üzere oy kaybettiği ve CHP'nin gerisinde kaldığı görülmektedir...

AKP'nin oy oranı 2018 seçimlerinde yüzde 42,56 iken 2023 seçimlerinde yüzde 35,4'e, 295 olan MV sayısı da 266'ya düşmüş bulunmaktadır. Bu rakama YRP'ye gidecek 5 MV ve Hüda-Par'a gidecek 4 MV de dahildir...

Özetlersek, AKP'nin Meclis'te elde ettiği çoğunluk ve CB seçimlerinde Erdoğan'ın Kılıçdaroğlu'ndan daha yüksek oy alması, kazananın da kaybettiği türden zaferler için kullanılan tabirle 'Pyrrus zaferi' olmaktan öte geçmemektedir.

***

Önceki yazımızda, Türkiye toplumunun yalnız siyaseten değil, sosyal ve kültürel açılardan da kökleri yüz yıllar öncesine dayanan ve kolay kolay değiştirilemeyecek olan bir takım fay hatları üzerinde şekillenmiş bulunduğunu söylemiştik...

Ortaya çıkan tablo, fay hatlarının hala yerinde durduğunu gösteriyor...

Ancak hem AKP hem de CHP geleneksel tabanlarını oluşturan bölgelerde güç kaybediyor.

***

CHP'nin sorunu parti yönetiminin geleneksel tabanın durduğu yerden ayrı bir yerde duruyor olmasıdır...

CHP'nin mitinglerinde kitlelerin demokratik, laik ve 'Atatürkçü' söylemlere duyarlılığı ve coşkusu çok açık gözleniyor... CHP yönetimi ise bu eğilimin temsilcilerini sürekli dışlıyor...

Kılıçdaroğlu'nun ABD, AB ve NATO yanlısı söylemleri CHP tabanına değil, 'dışarıdaki güç odaklarına' ve bu partiye asalak gibi giren ama gönlü başka yerlerde olan siyaset kurtlarına hitap ediyor. Ne yazık ki, bu durum CHP yanlısı medya organlarında da eleştiri konusu olmuyor. Muharrem İnce olayını bu yönüyle incelemeye kimse yanaşmıyor...

***

Bu koşullarda CB seçimlerinin ikinci tura kalması CHP açısından büyük bir risk taşıyor...

İkinci turda AKP ve müttefiklerinin tüm güçleriyle Erdoğan'ı desteklemeye devam edecekleri ve devlet imkanlarını bu amaçla kullanacakları açıkça görülüyor...

AKP'nin Meclis'te elde ettiği çoğunluk bu eğilimi güçlendirmektedir...

Buna karşılık Altılı İttifak parti liderlerinin aksi yönde yaptıkları tüm açıklamalara karşın bu partilerin tabanları moral motivasyonunu kaybetmiş durumdadır...

Bu durum en çok da MV seçimlerinde alacaklarını almış, fazlasından umudu kalmamış Altılı İttifak'ın 'sağcı' partilerinin tabanında gözlenmektedir. Esas yapıları itibariyle Kılıçdaroğlu'na ve CHP'ye sempati duymadıkları açık olan ve birinci turda bile oylarını Kılıçdaroğlu'ndan esirgedikleri anlaşılan bu seçmen kitlesi ikinci turda sandık başına gitmediği takdirde aradaki fark daha da açılacak ve Erdoğan aldığı oy sayısını yükseltmese bile birinci turdan daha yüksek bir oy oranı ile seçilmeyi başaracaktır...

Bu da yıpratıcı 'Pyrrus zaferini', kolay bir zafer kazandıktan sonra 'Geldim, Gördüm, Yendim' diyen Sezar'ın kazandığı bir zafere dönüştürecektir.

***

Bu yazımız Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı olan 19 Mayıs'ta yayınlanacak...

Bu tarih, dün olduğu gibi bugün de durumu doğru değerlendiren bir önderin en güç koşullarda bile nasıl zafere ulaşabildiği konusunda alınacak derslerle doludur. Bu derslerin başında kendi gücüne güvenmek, en güç koşullarda bile pes etmemek, bunu yaparken de halkı emperyalist güçlere ve onların uşaklarına karşı mücadelede birleştirmek gelmektedir. CHP'li yöneticilerin bu deneyden almaları gereken pek çok ders vardır...

Hepimizin bayramı kutlu olsun!