Takım ehil ellere teslim edilince neler olabileceğini gördük…
Gençlerbirliği’nin durumu neydi, ne oldu? Sıralamada 13’üncü ve düşme hattı ile arasındaki puan farkı sadece 2…Attığı 17 gole karşılık yenilen 19, averaj (-) 2…6 galibiyet, 5 beraberlik, 6 yenilgi, puanı 23….
Ehil elden sonra ilk 4 haftada ne olduğuna bir bakalım… Sıralamada ilk 7’nin içinde yani play-off hattında, ateş hattıyla arasını tam 7 puan açmış… Attığı 23 gole karşılık yediği 19’da kalmış, yani averajı (-) 2’den +4 olmuş… Teslim aldığı takımın galibiyetini 9, beraberliğini 6’ya, puanını da (İçerde 6, deplasmanda 4 puan) 33’e çıkarmış… Yani 4 haftada 10 puan kazandırmış, tam 6 gol atarken, kalesine adeta duvar örmüş.
Üstelik bunu yaparken de takım maalesef sahaya fiziki olarak tam olarak çıktıysa da ruhen hep bir kişi eksikmiş… Çünkü bin bir zorlukla ve büyük umutlarla alınan santrafor Djitte, sahaya çıktığı 18 maçın tamamında ilk 11’de çıkmasına karşın 2’si penaltıdan olmak üzere sadece 4 gol atabilmiş ve maalesef özellikle son zamanlarda ancak bir ruh olarak varlığını hissettirebilmiş. Takımın diğer santraforları Gökhan Altıparmak, 3’ü ilk onbirde olmak üzere 17 maçta toplam 461 dakikada 1 gol, M.Yatabare de 9 maçta toplam 155 dakikada ne gol ne de asist katkısı oldu.
Senegalli futbolcunun bu performansına karşılık orta saha oyuncuları Amilton (3 gol- 4 asist), Metehan Mimaroğlu (5 gol- 1 asist), Nalepa (3 gol -1 asist), Buğra Çağıran (2 go- 1 asist) hatta stoperler Sinan (1 gol-2 asist), Alperen Babacan ve Zuzek’in de 1’er golle katkı yaparak takımın başarısında pay sahibi oldular.
Eroğlu, bazı talihsizliklere rağmen savuma sistemini oturttuğu gibi takım oyununu da geliştirmeyi kısa sürede başardı. Gelelim Usta – Çırak yani Altınordu gibi Türkiye’nin en iyi ve organize olmuş altyapı takımında tam 10 yıl birlikte çalışmış Hüseyin Eroğlu ve Ufuk Kahraman’ın mücadelesine… Boluspor, son 3 haftadaki galibiyet serisiyle yakaladığı çıkışı ev sahibi olma avantajını da kullanarak sürdürme amacındaydı. Ancak, ustanın fendi, çırağı yenerek, boynuzun kulağı geçmesine geçit vermedi. İlk 10 dakika dışında topun değil oyunun hâkimi Gençlerbirliği’ydi. Rakibe net pozisyon vermediği gibi goller dışında bir şutu direkten döndü ve en az 4-5 net pozisyon da yakaladı.
A.GÜCÜ’NDE BİRLİK YİNE SEKTEYE UĞRADI
Teknik Direktör Kemal Özdeş’in, sakatlıklar yüzünden kadro zafiyetine rağmen Keçiören ve Ş.Urfa (D) galibiyetleriyle düzlüğe çıkarma çabasıyla Başkent ekibinde sağlanan birlik ve beraberlik durumu, Erzurum yenilgisiyle yeniden sekteye uğradı.
Play-off mücadelesi veren her iki takımın 6 puanlık mücadelesi beklenildiği gibi oldukça zorlu geçti. Başkent ekibini çok iyi tanıyan unutulmaz kaptanı ve teknik direktörü Hakan Kutlu, ev sahibini kendi silahıyla vurmak amacıyla inanılmaz baskıyla başladı ve amacına da 18. dakikada ulaştı. Erzurum’un gizli santraforu! stoper Mustafa Yumlu, takımını öne geçirirken bu sezonki 7’nci golüne de imza attı.
Skor üstünlüğünü yakaladıktan sonra tempoyu düşüren konuk takım, Ankaragücü’nü üzerine çekerek kontrataklarla farkı artırma düşüncesindeydi. Ankaragücü Rotariu’nun 2 ve Hayrullah’ın da bir net pozisyonundan sonuç alamazken, mavi-beyazlılar da 2 net kontra pozisyondan yararlanamadılar.
İkinci yarı başlar başlamaz Başkent ekibi beraberlik için yoğun bir baskı kurdu ve Saponara ile 53’de inanılmaz bir gol kaçırdı. 4 dakika sonra da Saponara’nın bu kez nefis ara pasını iyi değerlendiren Rotariu’nun çaprazdan sert vuruşuyla eşitliği sağladı. İşte ne olduysa bundan sonra oldu. Sarı-lacivertli futbolcular sanki amaçlarına ulaşmışçasına oyunu rölantiye aldılar. Bu da Erzurum’un işine yaradı 70’de Eren Tozlu sahneye çıktı ve altın değerindeki 3 puanı kaptı. Maç başından beri takımını destekleyen “12.adam” yönetime verdiği opsiyonu rafa kaldırarak, yenden istifasını istedi.