Şimdi bir futbol müsabakasının istatistiki bilgilerini vereyim:

Topa sahip olma : % 66'ya % 34,

Şut toplamı : 27'ye 9 - İsabetli şut : 10'a 3,

Gol beklentisi: 3.19'a 2.25, - Direkten dönen şut: 2'ye 0,

Korner : 6'ya 2 – Ortalar: 33/15'e 9/2.

Bu istatistiklere bakarak maçın skoru konusunda ev sahibi takımın lehinde 5 - 2 veya 6 – 2 diye rahatlıkla tahminde bulunabilirsiniz.

Ancak bu istatistiklerin olduğu karşılaşma Ankaragücü – Menemenspor maçı…

Ve sonuç da biliyorsunuz zaten: 2-2 bitti ve görünümde puanı zor kurtaran taraf Başkent ekibi oldu.

Sadece maçın 7 dakikalık uzatma bölümünde Ankaragücü'nün Nadir Çiftçi'nin biri direkten dönen, diğeri de direği sıyırarak avuta giden 2, kaleci Batuhan tarafından kurtarılan Erdem ve Yusuf'un 2 vuruşu olmak üzere tam 4 net pozisyonu vardı.

Tamam Teknik patron Mustafa Dalcı rotasyonda yanlış tercihte bulunmuş olabilir ki Süper ligin şampiyon hocası Sergen Yalçın da aynı hataya düştü. İshak Çakmak ve Murat Uçar'ın yerine şans verdiği Zahid ile Geraldo'dan istediği verimi alamadı ama hemen hatasından döndü.

Eminim ki futbolcular rakiplerini, sahasında 4-0'lık Ümraniye, deplasmanda da 6-2'lik Adanaspor yenilgilerinden dolayı küçümsemişlerdir. Menemen'in en etkili silahı olan İbrahim Rasheed'in ilk golde neredeyse tüm savunmayı ipe dizer gibi geçerek topu pimi çekilmiş bir el bombası gibi kale önüne bırakması ve 2.goldeki tek vuruş bitiriciliği vardı. Bu futbolcuya önlem alınmaması da bir hata.

Evet sonuçta ilk 6 haftada kaybedilen 2 puan çok önemliydi ama bu oyunun adı futbol…Hataya ve küçümsemeye asla yer olmaz. Şanssızlık üst düzeydeydi ama teknik sorumlu Necati Erkmen'in dediği gibi belki de alınan bu puan Başkent ekibini şampiyon yapacak.

Her şeye rağmen, Ankaragücü'nün kazanma arzusu, hırsları önemliydi. Sıralamadaki yeri de çok iyi. 3 galibiyet, 3 beraberlikle alınan 12 puan ve lig ikinciliği, üstelik de takım namağlup.

Taraftarın maç sonunda takımı alkışlarla çağırması da öne çıkan unsurlardan biriydi. Şimdi zorlu bir 6 maçlık periyot başlıyor. Ama bilinsin ki Başkent ekipleri zoru sever.

Gençlerbirliği'nin son dakika şanssızlığı

5. haftada Altınordu karşısında aldığı 3 puan kadar sergilediği futbol ile de göz dolduran ve en büyük sorunu olan takım uyumsuzluğunu aşmış görünen diğer Başkent ekibi Gençlerbirliği de tıpkı hemşehrisi gibi Samsun deplasmanında şanssızlığın kurbanı oldu.

Şampiyonluk için iddialı olan Samsun karşısında maç boyunca son derece akıllı bir futbol sergileyen ve Altınordu maçından bile faz gol pozisyonu üreten Kırmızı-karalar, 90+4'te gelen golle adeta yıkıldı ve hak ettiği galibiyete ulaşamadı.

Aslında Samsun maçı, Altınordu karşısında sergilenen futbolun tesadüfi olmadığını ve Metin Diyadin'in o çok istediği kadro istikrarını tam olarak yakaladığının da bir göstergesi oldu.

Son 3 lig maçı ve milli maç arasında oynanan Konyaspor karşılaşmalarında yer almayan Arda Kızıldağ'ın kadroda yer alması ve attığı golden sonra hocası Diyadin'e koşarak sarılması aradaki buzların eridiği daha doğrusu o da tıpkı Gökhan Gönül abisi gibi yaptığı hatalardan döndüğü şeklinde yorumlandı.

Samsun maçı gösterdi ki, o her takıma çok lazım olan 'şans' faktörü de Gençlerbirliği'nin yanında olasıyla Başkent ekibinin çok rahat bir şekilde alt sıralardan süratle uzaklaşmasını beraberinde getirecek.