Beypazarı ilçesinde dünyaya gelen Arif Güngör, 1949 yılında ailesiyle birlikte Ankara'nın merkezine taşınmış. İlkokulu burada bitirdikten sonra farklı meslek dallarında çıraklık yapmaya başlamış. Kuru temizlemecide çıraklık yaptığı sırada ustası tarafından örücüye elbise götüren Güngör, ustasının 'Oğlumu da örücü yapacağım.' demesi üzerine örücülük mesleğinin önemli bir meslek olduğunu düşünmüş. Bir iğne ve bir iplik alarak evde kendi kendine çalışmaya başlayan Güngör, bir süre sonra mesleği ustasından öğrenmek için Cumhuriyet döneminden sonra İstanbul’dan Ankara’ya gelen iki örücüden biri olan Yusuf Örer'in yanında çalışmaya başlamış. 1960’a kadar Örer’le çalışan Güngör, 1964’te Güneşli Pasajı’nda kendi dükkânını açmış.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan Turgut Özal’a, Celal Bayar’dan Adnan Menders'e ve Abdullah Gül’e kadar birçok siyasi liderin kıyafetlerini onaran Güngör, “Terzicilikten anlamayız. Örücülük tamamen ayrı bir meslektir. Kumaşların yanıklarını, yırtıklarını eski hali gibi şekline sokmaya çalışıyoruz. El sanatı olduğu için ‘el emeği göz nuru’ ve ‘iğneyle kuyu kazmak’ gibi bir şey. Sabır isteyen bir iş” diyor. Yanında çırak da yetiştirerek mesleğin devamı için büyük çaba harcayan Güngör ile 71 yıllık meslek serüvenini, siyasi isimlerle anılarını, çıraklık sorununu ve Ankara’yı konuştuk.

"USTAM, ANKARA'NIN İKİ USTASINDAN BİRİYDİ"

Kuru temizlemecide çıraklık yaparken örücülüğe ilgi duymaya başlayan Güngör, kendi çabalarıyla bu işi öğrenmeye başladığını ve zamanla kendisini geliştirdiğini ifade etti. Ancak mesleği ustasından öğrenmek isteyen Güngör, yaşadığı süreci şu sözlerle anlattı:

“Dedim ki, ‘Bu işi erbabından öğrenmeliyim ve bu işe devam etmeliyim.’ Bir gün kuru temizlemecide çalışırken Ulus Meydanı’nda Örücü Yusuf Örer’in dükkanına uğradım. Soyadını da mesleğinden almış. Tesadüf bu ya, onun da elemanı askere gitmiş, elemana ihtiyacı varmış. Kendime güvendiğim için çırak olarak değil de doğrudan ‘İşçi lazım mı?’ diye sordum. O da, ‘Lazım. Sen nereden öğrendin örücülüğü?’ dedi. Çünkü o dönemde Ankara’daki örücüler sayılıydı ve hepsi birbirini tanırdı.

‘Uzun Ahmet diye bir kuru temizlemeci vardı, bu işleri az çok yapardı, ondan biraz gördüm.’ dedim. Yusuf Usta, ‘Uzun Ahmet bu işi bilmez ki, sana ne öğretecek?’ dedi. Ben de ‘Doğru.’ dedim. ‘O zaman otur, bir parça iş vereyim, yap bakalım.’ dedi. Aldım, yaptım. Baktı, çok beğendi. Bir parça daha verdi, onu da yaptım. Onu da çok beğendi ve ‘Tamam,’ dedi. Günlerden Cuma idi, ‘Pazartesi gel, işe başla.’ dedi. ‘Olur Usta.’ dedim.” Pazartesi ustamın bana verdiği işleri tamamlayıp götürdüm ve orada kendimi ilerlettim.

"ANKARA'DA ÖRÜCÜLÜĞÜ YETİŞTİRDİĞİM 8 KİŞİ DEVAM ETTİRİYOR"

Mesleğe başladığı ilk yıllarda Yusuf Usta'nın çırak yetiştirilmesine karşı çıktığını ancak kendisinin bu fikre katılmadığını söyleyen Güngör, "Ustam her ne kadar 'Çırak yetiştirme.' dediyse ve diğer örücüler de aynı düşünceyle çırak almasalar da ben çırak yetiştirilmesinden yanaydım. Ve çırak yetiştirmeye başladım. Akrabalarımdan çırak alıyordum. Öyle ki mesleği öğrenip kendi dükkanlarını açmak istiyorlardı. Ben de 'Hadi oğlum, işin rast gelsin.' diyerek gönderiyordum onları.

Bu süreçte 8 çırak yetiştirdim. Diğer örücü arkadaşlar çırak yetiştirmediler. Vefat ettiler ve vefat ettiklerinde geride bir örücü elemanı bırakamadılar. Şimdi Ankara'da örücülüğü benim yetiştirdiğim 8 kişi devam ettiriyor." dedi.

ZİRVENİN ÖRÜCÜSÜ

Celal Bayar, Adnan Menderes, Turgut Özal, Süleyman Demirel, Abdullah Gül ve mevcut Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gibi birçok siyasi liderin kıyafet işlerini yapan Güngör, "Mesleğimin zirvesinde olmaya çalıştım. Muhakkak ki insan siyasi liderlerin işlerini yaparken haz duyuyor. En çok rahmetli Turgut Özal ve rahmetli Süleyman Demirel'in işlerini yaptım. Demirel'in sık sık ceket cebi yırtılırdı." dedi.

Güngör, Turgut Özal’la ilgili unutamadığı bir anısını ise şu sözlerle anlattı: "Rahmetli Turgut Özal Başbakandı. Devamlı işleri bana gelirdi. Bir gün ceketini getirdiler, örgüsünü yaptık. O sırada Cumhurbaşkanlığı seçimi vardı. Ceketi biraz geç almaya geldiler. Seçim sonuçlandığında Özal artık Cumhurbaşkanı olmuştu. Ceketi almaya gelen arkadaşlara da espriyle, ‘Bu ceketi Başbakan ceketi olarak getirdiniz, Cumhurbaşkanı ceketi olarak götürüyorsunuz’ diye espri yapmıştım."

"MESLEĞİMİ HER ZAMAN SEVEREK YAPTIM"

71 yıldır mesleğinden kopmayan Güngör, "Beni örücülük mesleğine bu kadar bağlayan şey mesleğimi çok severek yapmam. 89 yaşına gireceğim. Devam etmek yaşım itibariyle mümkün değil. En son çıraklarımdan olan yeğenim Ali Dönmez'e bu dükkanı devrettim. Şu anda O çalıştırıyor. Ben de ara sıra geliyorum. Hem muhabbet ediyor hem de çayımı, kahvemi içiyorum. Böylelikle günümü geçiriyorum. Evde oturamıyorum, sıkılıyorum. Kahve hayatını sevmiyorum." ifadelerini kullandı.

"NECATİBEY CADDESİ'NDE TOP OYNARDIK"

Ankara’nın geçirdiği dönüşümü birebir yaşamış ve geçmişe dönüp baktığında başkentin bambaşka bir yer olduğunu ifade eden Güngör, "Ankara eskiye göre çok değişti elbette başkent olması sebebiyle. Ben Ankara'ya 1950'de geldiğimde Necatibey Caddesi'nin ortasında öğle arasında top oynardık. Şimdi karşıdan karşıya geçmek için bekliyoruz." diye konuştu.

Muhabir: Muhammed Ali Yahşi