• Tüketici zamlardan ne kadar ve nasıl etkileniyor?

Geçen yıl ve bu yıl arasında yapılan zamlarla ilgili istatistiki bilgiler elinizde mevcut mu? Tüketici Haklar Derneği bir kaç yıldır hem emekli, hem çalışan, hem memur gibi kategoride çalışanların bir yıllık değerleri üzerinden ne kadar alım yapabileceği ile ilgili değerlendirmeler yapıyor. Diyelim ki, bir işçi 2017'nin Kasım ayında aldığı maaşla kaç kilo nohut alır. Aynı zamanda 2018 yılının Kasım'ın da aldığı maaşla ne kadar nohut alır. 2017-2018 yılları arasındaki uçurumun büyük olduğunu gördük. Yüzde 60 civarında fark var...

• Peki doğalgazda geçen yıl ile bu yıl arasında ne kadar zam oranı var?

Doğalgaz bir facia. Sadece zam olarak değil doğalgazın özelleştirilmesi ile birlikte 2018 yılının Eylül ayında yürürlüğe giren TL yüklemesi uygulamaları can yakıyor. Enerji Piyasası Denetleme Kurulu (EPDK) yönetmelik değişikliği kararı aldı. Sonrasında doğalgaz şirketi bununla ilgili bir hazırlık yaptı. Onu da kurul kararına çevirdiler. Şöyle düşünün: Örneğin siz A firmasının benzin istasyonundan arabanızın deposuna yakıt dolduruyorsunuz ödediğiniz rakam 100 TL. Gideceğiniz yolun yarısına vardığınızda o deponuzun içerisindeki benzini geri alıyoruz' diyor. Nedeni zam. Tüketiciye zamlı tarife üzerinden satacak ama zaten tüketici bu benzini zam gelmeden önce almış. Dünyanın hiçbir yerinde ticarette verdiğin paranın karşılığı gömülü olmaz. Ne alacaksan tüketici bunu bilmek zorunda. Verdiğiniz paranın karşılığı 3 tane elmaysa niteliği bellidir. Paramı markete veriyorum marketten 3 elma alıyorum. Ama zam gelince market 'Buraya gel elmanın biri benim' diyor. Böyle bir ticaret dünyanın neresinde var. Türkiye'de güçlü olan şirketler devlete sürekli kendilerine ayrıcalık yapması konusunda baskılar yapıyor. Bu baskılara ne yazık ki hükümetler de olur veriyor.

TÜKETİCİDEN YANA TAVIR ALINMALI

Bunu şöyle açıklamak gerekir: İleri sürdükleri iddiaların başında da 'Kapanırsam işçi çalıştıramazsınız, vergi alamazsınız, ülke ekonomisi kötüye gider' gibi bahaneleri öne sürüp yaptıkları lobilerle kendilerine ayrıcalıklı davranılmasını istiyorlar. Vergi indirimi, KDV ve ÖTV indirimi gibi ayrıcalıklar sağlanıyor bu şirketlere. Ama işin öbür yönüne baktığınızda dar gelirliye, çalışanlara, yoksullara aynı ayrıcalık tanınmıyor çünkü onların gücü ve örgütlülüğü yok. O zaman ne yapıyor: Etten ekmeğe, giyecekten yakacağa korkunç zamlarla ekonomide ki açığı tüketicinin vergileriyle kapatmaya çalışıyorlar. Yasaları organize edenler güçlüden yana değil ezilenden yana tavır almalı, adaletli olmalılar. Bir taraf tutulacaksa sosyal hukuk devleti normlarına uygun davranmak gerekiyor. Elektrik ve doğalgaz şirketleri karlarını sürdürsünler diye sürekli düzenlemeler yapılıyor. ÖTV, KDV'lere indirim yapılıyor. Zamları sadece yoksullara, çalışanlara, emeklilere, memurlara yüklerseniz burada sosyal devlet sorgulanır hale gelir. Bu durum devletin ve hükümetin kime taraf olduğunun bir ifadesi anlamına gelir. Bu derhal sonlandırılmalıdır. Eşit, adaletli, anlaşılabilir ve tüketicilerin bu konuda kendi örgütlülüklerine sahip çıkmaları buna karşı tepki koymaları gerekir.

İŞİN İÇİNDE 300 DOLAR VAR!

• Kartlı sayaçla faturalı sayaç arasında bir avantaj farkı var mı?

Ankara'ya 1996 yıllarında doğalgaz geldiğinde EGO İdari Encümeni bir karar aldı. Bu kararda, Abonelik Daire İşleri Başkanlığı vardı. Dedi ki: 'Doğalgaz için Ankara'da artık mekanik sayaç değil elektronik sayaç kullanacaksınız. Bunu yaparken de şöyle dediler: 'Yazın alacaksınız kışın yakacaksınız, zamlardan etkilenmeyeceksiniz.' İşin içinde 300 dolar var. Bu 300 dolarla saati değil abonelik hizmetini bize dolar olarak satıyorlar. Biraz önce yasal mı dediniz ya 'Yasal mı yasal!' Saat takacaklar abonelik getirecekler ama 300 dolar karşılığında bunu yapacaklar. Öyle olunca ne oluyor? Siz zorunlu olarak İdare Encümeni'nin ve Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin (Melih Gökçek Dönemi) almış olduğu o kararları zorunlu olarak uygulamak durumundasınız. Uygulamazsınız size bu hizmeti getirmiyor. Şimdi ise özelleştirme ile birlikte başka bir zorunluluk dayatıyorlar. Diyorlar ki: 'Bu saatler hassasiyetini kaybetti. 20 yılını doldurmuş.' Tüketiciyi koruyorlar ya!

GÜYA SAYAÇLAR HASSASİYETİNİ KAYBETMİŞ!

20 yılını doldurmuş sayaçları kaldırıp atıyorlar güya sayaçlar hassasiyetlerini kaybetmiş. Biz tüketiciler olarak orada zarar ediyormuşuz. Diyorlar ki 'Siz zarar etmeyin' Bunu neye göre söylüyorum. EPDK'nın bu konudaki basın açıklamasına göre bunları söylüyorum. Bir de diyor ki 'Mekanik sayaç kullanan abonelerle kartlı sayaç kullanan aboneler arasında adalet kalmamış.' Ne kadar adaletli düşünüyorlar. Mekanik sayaç kullananlarla kartlı sayaç kullananları karşı karşıya getiriyorlar. Tüketicinin isteği ile mi taktınız sayacı. Hayır. Türkiye'de Ölçü Ayarları Kanunu yok mu? Arızalanan saatlerin nasıl tamir edilebileceği ile ilgili bir kural yok mu? İşte yasada var 3516 sayılı yasa Ölçü Ayarları Kanunu'dur. Onunla ilgili yönetmelikler var. Bu yönetmeliklerde de arızalanan saatlerden tutun arızalanan parçanın bile kaç liradan ve hangi yerde yaptırılacağı ile ilgili yasal düzenlemeler var. Doğalgaz sayaç tamir ve parça ücretleri her yıl Resmi Gazetede yayınlanır. Ama bunları sen yok sayıyorsun, onun dışında Tüketici Hakları Kanununa aykırı olarak aboneliği tek taraflı fes ediyorsun, yeni bir abonelik düzenlemesi yapıyorsun. O düzenlemede diyorsunuz ki: '570'in üzerinde bir rakamla sizden güvence bedeli alıyoruz'.

950 BİN KARTLI SAYAÇ ABONESİ VAR

Ankara'da son açıklanan rakamlara göre, 950 bin kartlı sayaç abonesi var. 950 bin kartlı sayaç abonesinin çalışan saatlerini kaldırıp atıyorsunuz, tamir etmiyorsunuz, parça değiştirmiyorsunuz. Niye çünkü yönetmelikte diyor ki 'Bu masrafların (arıza hariç) işletici firma tarafından karşılanması gerektiğini yazıyor. Bunlar maliyet unsurunu kendi üzerine alıyorlar. Onun için bundan kurtulacaklar. Kime yükleyecekler. Tüketiciye yükleyecekler. Tüketici de bu maliyete katlanmak zorunda. Bu da adaletin güçlüden yana eğilim gösterdiği başka bir uygulama. Ne yapıyorlar: Geliyorlar sayacınız 20 yılını doldurmuş diye bir belge bırakıyorlar. O kadar kendilerinden eminler ki artık bu belgeyi de bırakmıyorlar. Direkt geliyorlar gazınızı kesip mühürlüyorlar. Böyle bir durum karşısında Başkent Doğalgaza gittiğinizde 'Mekanik sayaç yani faturalı sayaç takacağız' diyorlar. 'Ama benim sayacım var onu tamir edelim' diyorsunuz. 'Yok' diyorlar. 'Zorunlu olarak siz faturalı sayaç takacaksınız' diyorlar. Evde çocuk var yaşlı var, hasta var, engelli var. Mecburen onu imzalıyorsunuz ve sizi böylelikle borçlandırıyorlar. Gerek peşin gerekse taksitlendirebiliyorsunuz. Ve sizin sayacınızdaki gaz miktarı ile ilgili Başkent Gaz diyor ki 'Üç fatura döneminde sizin kullandığınızdan keserek size iade etmiş olacağız.'

TÜKETİCİNİN SEÇİMLİK HAKKI VAR

Biz tüketiciye hep şu çağrıda bulunduk: 'Böyle bir uygulama ile karşı karşıya kaldığınızda abonelik sözleşmeniz değiştirildiğinde ne kadar gaz varsa onun belgesi, güvence bedeli olarak sizden kaç lira aldıysa onun belgesi. Bu belgelerle birlikte Tüketici Hakları Derneği'ne gelin. Eğer siz Tüketici Haklar Derneği'ne uğramadan direkt Tüketici Hakem Heyetine giderseniz eksik ve yanlış bilgiden dolayı Tüketici Hakem Heyeti davayı reddediyor. (Usulden kaynaklı) Tüketici 300 doları talep ediyor. O 300 dolar saat bedeli değil ki. EGO ve Büyükşehir Belediye Meclisi onu başka bir ad altında alıyor. O zaman Tüketici Hakem Heyeti diyor ki: 'Red' Siz tüketici olarak orada neyi talep edebilirsiniz:

• Yapmış olduğum sözleşmenin iptali

• Güvence bedeli olarak alınan paranın tarafıma iadesi

• Eski sayacımın geri takılması ya da benzerinin takılması

Çünkü tüketicinin seçimlik hakkı var. Firma tüketicinin seçimlik hakkını ihlal edemez. 6502 sayılı yasanın 15'inci Maddesi tüketicinin seçimlik hakkını çok net ortaya koymuştur. Bu hak firmalara verilemez. Kurul kararı Anayasa'nın üzerinde değildir.

'BU GİDİŞATIN DURDURULMASI GEREKİYOR'

• Başkent Doğalgaza dava açıp kazanan örnekler var mı?

Örneğin, Keçiören Tüketici Hakem Heyeti bir karar verdi. Bir tüketicinin 20 yılını doldurmuşsunuz diye gidip gazını kesip sayacını mühürlüyorlar. Zorunlu olarak tüketiciyi abone ediyorlar. Tüketici de bize geldi. Tüketici, 'Eski sayacımı taksınlar, mekanik sayacı söksünler, eski sayacımdaki gazı tekrar yüklesinler ödemiş olduğum güvence bedellerinin de tarafıma iade etsin' diye bir dilekçe verdi. Tüketici Hakem Heyeti oy birliği ile 'Tüketici haklıdır' dedi. Firma bu kararı Tüketici Mahkemesine taşıdı. 5'inci Tüketici Mahkemesi tüketicinin talebini ve Keçiören Tüketici Hakem Heyetinin de kararını onayladı. Firma zorunlu olarak talebi yerine getirmek zorunda kaldı. Tüketici eski sayacını taktırdı, gazını geri yükletirdi, alınan güvence bedelini geri ödetti. Biz Tüketici Hakları Derneği olarak hukuki mücadelemizi veriyoruz. Enerji Bakanlığı'nın, Ticaret Bakanlığı'nın, EPDK'nin bu gidişatı durdurması gerekiyor. Cumhurbaşkanına, eski Başbakan Binali Yıldırım'a, Enerji Bakanlığı'na ve EPDK'ye 'Bu hukuksuzluğu durdurun' diye yazı yazdık. Başkent Doğalgaz'a da yazdık. Konuyu dolandırıp hepsi Başkent Doğalgaz'a yönlendirdi, o da oradan aldığı cevabı bize verdi.

'KARTLI SAYACIN FATURASI OLUR MU?'

• Kartlı sayaç kullanan tüketiciye fatura mı gönderiliyor gerçekten?

Evet, eğer kartlı sayaç kullanıyorsanız yine size fatura geliyor. Kartlı sayacın faturası olur mu demeyin oluyor. Aylık hesap dönemi içerisinde gelen zamları da tüketiciye yansıtıyorlar. Böyle bir ticaret olabilir mi? Bunun için yönetmelik değiştirdiler. Tüketici Dernekleri Federasyonu Danıştay'a bu yönetmeliğin iptaliyle ilgili dava açtı. Bu davanın sonucunu bekliyoruz. Ancak bu sıkıntı farklı bir noktaya vardı. Bugünlerde TL uygulaması tüketicilerin canını yakmaya başladı. Güç eğer kötüye kullanılıyorsa denetleyen ve düzenleyen bu konuda susuyorsa bunu tüketicilerin takdirine sunarım. Adaletli midir değildir, yasal mıdır kılıftır. Yasa burada bir kılıftır. Neyin kılıfıdır? Tüketicinin, emekçinin, yoksulun, dar gelirlinin cebinden para çekmenin bir kılıfı. Böyle olunca da adalet ortadan kalkmış olur. Hükümet, yasa koyucular bununla ilgili önlem almak zorunda.

NEDENSE GAZI HEP KIŞIN KESİYORLAR!

• Başkent Doğalgaz yılda 3 kez denetime geliyor evde olmadığınız takdirde doğalgazınızı kesip mühürlüyorlar. Sonraki süreçte kışın ortasında insanlar mağdur olup mührü kaldırınca 'usulsüzlük bedeli' ve açma kapama cezası kesiyor. Bu süreç yasal mı?

Yasal olan adil olmayabiliyor. Diyor ki 'Senin can güvenliğin için geldim. Sizin tesisatınızı kontrol edeceğim. Çünkü gaz sızıntısı olmasın ve sizin canınıza zarar gelmesin.' Yasal mı yasal! Burada, bugüne kadar olmayan bir şeyi yani birden canımızı o kadar savunur önemser hale geldiler ki bütün tesisatçılar kazanır noktasına geldi. En ufak bir sorunda bile gazınızı kesiyorlar nedense hep de kışın yapıyorlar bunu! Niye yazın yapmıyorlar da kışın yapıyorlar. Çünkü siz onlara mahkum olun diye. Aslında hep kendisi kazanıyor hem de tesisatçı kazanıyor! Yani 'Sizin can güvenliğinizi koruyormuş gibi yapıyorlar. Halbuki burada bir ticaret var. Onlar için sizin evinizde yaşlı olmasının, çocuğunuzun olması bir şeyi değiştirmiyor. Bize gelen şikayetler de bu doğrultuda.

'TÜKETİCİLERİ KARŞI KARŞIYA GETİRİYORLAR'

• Faturalı sayaç kullananla, kartlı sayaç kullanan arasında bir farkın oluştuğu belirtiliyor. Mekanik sayaç kullanan tüketici zamlardan etkileniyor ama kartlı sayaç kullanan tüketici zamlardan etkilenmiyor deniliyor. Sizce bu görüş doğru mudur?

Bu doğru bir şey değil. Kurlarda değişiklik oluyor. Ağustos ayı içerisinde dolar 7 TL'yi buldu. 7'lerden önce tüketici götürdü doğalgaz firmasının cebine o parayı koydu. Onu doğalgaz firmasının cebine koymasaydı gitseydi doğalgaz yerine dolar almış olsaydı zarar eder miydi? Etmezdi kar ederdi. Bakın tüketicileri kıyaslayıp karşı karşıya getiriyorlar sanki adaletliymiş gibi yapıyorlar. Sanki tüketiciyi koruyormuş gibi yapıyor. Madem öyle, mekanik sayaçları söksünler herkese kartlı sayaç yapsınlar. Adaletsizliği gidersinler. Niye orada güvence bedeli alıyorlar. Güvence bedelini yani 500 TL'yi 960 binle çarpın bakalım. Bu para şirketin kasasına girecek. Daha sonra 'Ben bu parayı ödeyeceğim' diyor. Yasal olarak ödeyecek zaten siz abonelikten ayrıldıktan sonra ödemek zorunda. Ama kurlardaki değişikliklere göre mi, sürekli o paranın ekonomide kullanılması, çarkın döndürülmesi kurdan daha çok para kazanacak, onlar tüketiciye mi yansıyacak indirim mi olacak. Burada bir kurnazlık var sanki kıyas yapıyormuş gibi yaparak tüketiciyi karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar. Onun için bu söylem doğru değil eylem de adaletli değil.

TALEP ETMEYİ ÖĞRENMELİYİZ

• Tüketicilere bir öneriniz var mı?

Vazgeçmeyeceğiz, mücadele edeceğiz, gücümüzü birleştireceğiz. Kamu otoritesi yeterli denetimleri yapmıyor. Ne yapacağız? Satın almama gücünü kullanacağız. Boykot gücünü kullanabilecek güce erişirsek o zaman piyasayı düzenleyebileceğiz. Hem hukuki hem boykot haklarımızı birleştirdiğimiz zaman başarıya ulaşabiliriz. Hak verilmez alınır. Yasalar tek başına sizi korumaz siz talep etmezseniz. Tüketicileri şöyle kandırıyorlar: Dava açmak için bir sürü para gerekiyor. Tüketici Hakem Heyetlerinde para yok. Para vermiyorsunuz sadece bir dilekçe veriyorsunuz. Gerekli incelemeleri tüketicinin adına Tüketici Hakem Heyeti yapıyor.

Editör: Haber Merkezi