Ankaragücü yine keyifsiz ve yine sıkıntı içinde…
Yeni hocası Emre Belözoğlu ile Kayseri karşısında, ilk yarıdaki kötü futbolu unutturan bir ikinci yarı performansıyla gelen 3-0’lık galibiyetin yaratığı olumlu hava, İstanbulspor karşısında alınan yenilgiyle aniden dağılıverdi.
Bu sene İstanbul deplasmanları pek de iyi gelmiyor Başkent ekibine… Orada zorunlu oynanan Adana Demirspor maçını saymazsak, 4 maçta 3 yenilgi ve bir beraberlik alındı. Son İstanbulspor maçı, bu takımın içinde bulunduğu durum ve sarı-lacivertli ekibin sergilediği futbol açısından değerlendirildiğinde Beştepe’nin üzerinde yoğunlaşan kasvetli havanın nedenleri daha iyi anlaşılır. Kayseri mücadelesinin aksine ilk yarıyı iyi oynayan Ankaragücü, ikinci devrede inanılmaz derecede bir vurdumduymazlık içindeydi.
Bir takımda bu kadar değişkenlik pek de hayra alamet değil. Bu işin derinine inmek gerekir.
Eğer süper lige yeniden dönüldüğü sezonda, 4 teknik direktör ve arası dahil toplam transfer döneminde 30 futbolcu alıp bunun da yarısını gönderilmişse,
Eğer, yeni sezonda da üstelik birinde kulübün transfer rekorunu kırarak 16 futbolcu daha alıp, bir de bunun kadarıyla yollar ayrılmışsa,
Eğer, maratona umutlu başladığı halde daha 7.haftada en kolay yolu seçip teknik direktör değişikliğine gidilmişse,
Eğer, yeni hocayla alınan bir galibiyetle bahar havası estirilip hedef yükseltilmişse,
Eğer, bir hafta sonra da galibiyeti olmayan ligin dibine demir atmış İstanbulspor’a yenildiğinde de eski karamsarlığa geri dönülmüşse,
Eğer, yeni teknik direktörün maç sonrası yaptığı açıklamada ‘Bu takımda sadece 3-4 kaliteli oyuncu var. Devre arasına kadar toplayabileceğimiz kadar puan toplayacağız’ deyip, Ocak’taki ara transferi işaret etmişse,
Bir kulüp eğer 2 sezon boyunca kadrosunu bir türlü oturtamamışsa, o zaman suçu bir tek teknik direktörlere yükleyip bu işten kimse sıyrılamaz.
Bilin ki o takımda çok ciddi bir transfer sıkıntısı var demektir.
Böylesi durumlarda kulüp başkanı, yönetimiyle birlikte şapkalarını önlerine koyarak biz nerede hata yaptık diye ciddi bir özeleştiri yapmalı…
11 Ocak’a kadar daha çok zaman var… Emre Belözoğlu zaten değişim işaretini çaktı. Bari bu defa kadro yapılanması doğru yapılsın ki desteğini her durumda veren Ankaragücü taraftarlarına bu kadar çok acı çektirilmesin.
GENÇLERBİRLİĞİ ROTASINI OTURTTU
Cumhuriyetimizle yaşıt Gençlerbirliği, artık hedefine varmak için oluşturduğu rotasını oturttuğunu Altay maçında kanıtladı.
Lige iyi bir başlangıç yaptıktan sonra kısa bir süreçte tökezlenen kırmızı-siyahlılar, son 3 maçta topladığı 7 puanla toparlandı. Takımına iyi gelen Sinan Kaloğlu yönetiminde oyununu da geliştiren Kırmızı -siyahlılar, hedeflediği play-off rotasından şaşmamak hatta iyi takviye edilirse zirveye de gözünü dikmek istiyor.
Bu; aynı düşüncedeki Eyüp, Kocaeli, Göztepe gibi maddi durumları iyi olan takımlar yüzünden biraz zor gözükse de hedefini yüksek tutmanın verdiği moral-motivasyonla gerçekleşmeyecek bir şey de değil. Yeter ki içindeki gereksiz çekişmelerle yolu kesilmesin…
Aslında 1914 yılında kurulan Altay gibi tarihi bir kulübün, böylesine önemli bir değerin içine düştüğü durum gerçekten futbolumuz için çok üzücü. Bu Gençlerbirliği için de pek yabancı olmadığı ve hala tam olarak çözüm bulamadığı bir konu.
Aslında bu durum devletin, kötü ve art niyetli yöneticilerin elinden bir türlü kurtaramadığı futbol kulüplerimizin yaşadığı sorunlardan kaynaklanıyor. Futbolumuz, yasal yaptırımlarla bu tür yöneticilerden arındırılmadığı sürece de böylesine olumsuzluklara tanık olacağız gibi.