Ankaralıların gerçekleşmeyen hayalidir;

24 saat yaşayan bir kent.

Gönüllerde yatan aslandır.

Biraz kıskançlıkla mayalanmış bir özlem…

Biraz da başkent sıfatını taşımanın haklı bir yansıması.

Adı ne olursa olsun,

Nasıl tanımlanırsa tanımlansın her başkentlinin gönlünde yatan aslandır.

Pembe bir rüyadır.

Cıvıl cıvıldır özlenen Ankara…

Caddelerde, sokaklarda yoğun bir hareket vardır.

İnsan selidir akıp giden.

Pırıltılıdır…

Uzaktan bakıldığında göz kırpar gibi yanıp söner durmadan kentin ışıkları.

Memur mutludur,

Esnaf, işçi, öğrenci mutlu…

Yıllardır yolları gözlenen turistler de mutlu…

Hayaller gerçek olabilse…

Ankara, gönüllerde yatan güzelliklerle donanmış bir kente dönüşüverse birden.

Kıskananlar değil, kıskanılanlar kenti olsa bir anda.

Tunus, Kennedy, Tunalı Hilmi, 7. Caddeler birden sessizliğe bürünmese…

Yollar boşalmasa aniden.

Kaldırımlar hareketliliğini korusa.

İnsan seli akıp dursa gün ışıyana kadar.

Paris, Londra, Madrid, Tokyo çatlasa kıskançlıktan…

Keşke hayaller gerçek olsa.

Yılda bir kez ışıldayan kent hep canlı kalsa.

Her gün yeni bir yıl olsa.